Cevdet Abim yanılıyordu. Çünkü hiçbir roman bütünüyle gerçeğe yaslanmazdı. Bir romanın böyle bir derdi olmazdı. Allah, yeryüzüne gönderdiği yalnız ve biçare kullarına, bu dar-ı dünyaya katlanma gücü versin diye kimine hayal gücü vermişti. Başka bir hayatın da olabileceğini, bir yerlerde başka bir ömrün sürdüğü fikriyle avunsunlar diye...
Masum kalbiyle bazen güldüğümüz bazen de ağladığımız ama her günü başka bir mücadele içinde geçirdiğimiz bu hayatta ne için var olduğumuzu düşünüyordu.
Besin almaya, barınaklara veya güvende olmaya nasıl ihtiyaç duyarsak diğer insanlarla ilişki kurmaya, onlarla duygularımızı ve yaşamımızı paylaşmaya da o kadar derin ihtiyaç duyarız..
Sevgisizlik engeline takılıp sevginin ve şefkatin lezzetine uzak yaşayanlara acırım. Hiçbir engel Allah'a kul olmaya engel değildir DünyaEngellilerGünü
Bu şehir laubaliliğin, kötülüğün, ikiyüzlülüğün kaynaştığı bir şehir. İyi insanları yok mu Dolu. Ama nasıl çekilmişler, nasıl ürkmüşler, nasıl kapanmışlar bir yere Neredeler
Bugünün dünyasında “kimlik”, en büyüleyici ve en ilgi çekici kavramlardan biri. Her platformda duyduğumuz, neredeyse her metinde gözümüze çarpan artık sosyal bilimlerdeki disiplinlerin konulardan biri hâline gelen kimlik kavramı bizleri, hakkında bilgi sahibi olduğumuz zannına kaptırarak kolaylıkla yanılgıya düşürüyor.
Franz Kafka’nın 1919’da yazdığı ancak babasına hiçbir zaman göndermediği bu uzun mektuptur, Kafka, mektupta babası Hermann Kafka ile olan çatışmalı ilişkisini, çocukluk anılarını ve kişiliğinin nasıl şekillendiğini büyük bir içtenlikle anlatıyor.
Metnin merkezinde, baskıcı, otoriter bir baba, hassas, içe dönük bir çocuğun ruh dünyasında yarattığı derin izler vardır. Kafka; korkularını, aşağılık duygusunu, başarısızlık endişesini ve hayatı boyunca süren özgüven sorunlarını, babasının güçlü ve sert karaktere sahiptir.
yalnızca bir aile içi hesaplaşma değil; aynı zamanda otorite, güç ilişkileri, bireysel özgürlük ve kişilik gelişimi üzerine evrensel bir metindir. Kafka’nın kendine has içten anlatımı, mektubu hem psikolojik hem edebi açıdan değerli kılıyor.
... senin kişiliğinde özel, yalnızca sana özgü bir şey, mağrur ve esrarlı bir şey var. Ne söylersen söyle, alt edilemez bir güç var sesinde. Hiç kimsede kötülük böylesine çekici değildir. Hiç kimsenin bakışı öylesine mutluluk vermez karşısındakine. Kişisel üstünlüklerinden hiç kimse senin gibi yararlanamaz. Ve hiç kimse senin gibi derinden mutsuz olamaz, çünkü herkes öyle olmadığına inandırmaya çalışır kendini.
• İş yerlerinde ergonomi eğitimi verilmesi, çalışanların doğru duruş alışkanlığı kazanmasına ve iş verimliliğinin artmasına yardımcı olabilir. Benzer şekilde, okullarda da öğrencilere dijital ergonomi konusunda eğitimler verilmesi, onların sağlıklı gelişimini destekleyebilir. Bu eğitimler, öğrencilere doğru duruş pozisyonlarını, ekran kullanım kurallarını ve düzenli egzersiz yapmanın önemini öğretir.