İşin Aslı , Judit ve Sonrası ‘ aşkı, evliliği ve toplumsal sınıf farklarını, aynı olayın üç farklı bakış açısından anlatan çarpıcı bir roman. Her bölümde bir başka karakterin gözünden, görünüşte sıradan ama derinlikli bir hikâyenin iç yüzü ortaya konuyor.
İlk bölümde, Ilona’nın perspektifinden dışarıdan kusursuz görünen bir evliliğin içindeki sessiz çatışmalar ve duygusal eksiklikler işleniyor. Okur, ev içindeki görünmeyen çatlakları, Ilona’nın iç sesiyle keşfediyor.
İkinci bölümde, Peter aracılığıyla burjuva hayatının tekdüzeliği ve bireysel sıkışmışlık duygusu aktarılıyor. Peter, kimlik arayışı, özgürlük ihtiyacı ve toplumsal roller üzerine sorgulamalarla romanın felsefi katmanını temsil ediyor.
Son bölümdeyse Judit’in dünyasına adım atıyoruz. Yoksulluktan zenginliğe geçişin yarattığı içsel boşluk, geçmişle hesaplaşma ve toplumsal beklentilerle mücadele temaları öne çıkıyor. Savaşın ruhunda açtığı yaralarla, Judit hem kendini hem de hayata olan inancını yeniden tanımlamaya çalışıyor.
Roman, kadın ya da erkek fark etmeksizin okura, karakterlerden birinde kendini bulma fırsatı sunuyor.
Gabriel García Márquez'in *Kolera Günlerinde Aşk* adlı romanı, sadece bir aşk hikâyesi değil, aynı zamanda zaman, sabır ve insan ruhunun derinliklerine dair bir anlatıdır.
Roman, aşkın sadece tutku ve romantizmden ibaret olmadığını, aynı zamanda sabır, fedakarlık ve zamanla gelen olgunlukla da şekillendiğini gösterir
Roman iki ayrı zaman diliminde geçen iki ayrı aşk öyküsünü bir arada anlatır: 13. yüzyılda Mevlânâ ile Şems’in mistik bağını, günümüzde ise Ella Rubinstein adlı Amerikalı bir kadının bir yazarla kurduğu ruhsal ve duygusal yakınlığı anlatır
Sadece bir aşk romanı değil, aynı zamanda bir arayış, bir fark ediş ve kendini yeniden inşa etme imkânı sunar.