Islak bir günle bakışıyoruz ağaçların üzerinde dans ediyor kuşlar neye bu sevinç bu çırpınış yaşamak için mayısa yakışmayan bir sis iniyor gözlerime Tencerede kavruluyor soğanlar zihnim gibi kabarık tezgah ellerim annem kokuyor yine eğilip musluğa içiyorum avuçlarımla Kimyon konur mu bulgur pilavına peki ya nane artık bunları soracak yaşta değilim tadına bakmadan hayatın yok ölmeye niyetim