Edebiyatımızın bütün klasik değerlerini, okuyucularımızla buluşturmak istiyoruz. Klasik eserler, bir milletin varlık mühürleridir. Silinmesi ya da unutulması, bir vatan toprağının kaybı kadar büyüktür. Kurgan Edebiyat, bu bilinçle hareket etmekte ve Türk edebiyatının definelerini gün yüzüne çıkmak amacını samimiyetle taşımaktadır. Kurgan Edebiyat; bütün değerlerimiz olduğu gibi edebi mirasımızı da müzeleştirmek ya da kütüphanelerimizin görünmez raflarına terk etmemek için onu, bugüne uyarlayarak büyük bir kültürel hizmeti yerine getirdiğine inanmaktadır.
"Gerçi eski kafalılar sonra arkasından sövüp sayacağı bir adamın yüzüne karşı böyle nezaket göstermeyi kendilerinin dava eyledikleri mertliğe uygun bulamazlar ise de, alafranga olanlar da mertlik adeta ahmaklıktan ibarettir, diye hükmederler."
"İnsan, başkalarının ettikleri tecrübelere itimat edemeyerek itimat etmek için ise tecrübeleri de bizzat tecrübe etmek ister ve halbuki bu tecrübeden, pişmanlıktan başka bir şey elde edemez."
Ahmet Mithat'ın yazdığı Esrar-ı Cinayat kitabını ne kadar mest olarak okuduysam bu kitabı da aynı şekilde, sanki zaman makinesinden elime ulaşmışcasına hayranlıkla okudum.
Yalnız sosyolojik açıdan gerçekçi gelmeyen bir eserdi benim için. Keyifli olmasına keyifli, akıcı olmasına öyle fakat çıkarımları da gözlemleri de sığ ve dar bir perspektiften ele alınmış.
Batıya özendiği için tüm kötülüklerin kendisinde toplandığı Felatun Bey ve alaturka hayata bağlı kaldığı için en güvenilir, en çalışkan ve namuslu atfedilen Rakım Efendi..
Üstüne bir de o çok "güzel" doğu kültüründe var olan cariye, kölelik gibi konuları güya sugar-coat usulü güzelleyip satmaya çalışmış. Insanlar evcil hayvan değildir. Tüm ihtiyaçlarını karşılayıp da özgürlüğünü elinden alınca mutlu yaşayabilsin.