Avusturyalı psikiyatr Viktor E. Frankl, 2. Dünya Savaşı’nda toplama kamplarında yaşadığı deneyimleri konu aldığı bu kitapta, insanın yaşamak için bir nedeni varsa, her türlü nasıla katlandığını dile getiriyor. İnsanın elindeki ümit gücünün yaşama tutunmadaki yegane unsur olduğunu şahit olduğu olaylarda görüyor… İnsanın, hayattan beklentisine odaklanmaktan ziyade, hayatın insandan beklentilerine dikkat çekmekte ve “yaşamak için bir nedenim yok” diyen her kişiyi “kaybolmuş” bir varlık olarak niteliyor. İnsanın içine dönmesini sağlayan, düşündüren ve sorgulatan bir eser…
“Dünya normalde insanların gereksinimlerini karşılayacak ve onların yaşam sevinçlerini onaylayacak biçimde kurulmuş kuşkusuz. Daha da ileriye gidip dünyanın doğal düzeninin, yani, yeryüzünün büyüklüğü, ekseni çevresinde ya da güneşin çevresinde dönme zamanını, gece gündüz ve mevsim dönüşümlerini, evrenin ritmini hesaba katıp, tümünün bizim gereksinimlerinize göre düzenlendiğini söylemeyeceğim. Bu çok basite indirgemek olur; ukalaca da. Filozoflar buna ereksel derler. Ama Tanrı’ya şükürler olsun ki, gereksinmelerimizle doğanın genel bağlamda temel gerçekleri uyum içinde. Tanrı’ya şükürler olsun diyorum çünkü bu, Tanrı’ya övgüler yağdırılacak bir şey…”
İnsanın bilinçdışının, bilinç yüzeyinde olan biten her şeyi kontrol ettiğine dair derin incelemeye sahip bir eser. Zihin altında, İnsan hareketlerini hareketten bir müddet önce planlayan bir motor sistem olduğu deneylerle tespit edilmiş ve bu durumda yaptıklarımızdan ne derece sorumlu olduğumuzun üzerinde kafa yoran (ve açan), belli aralıklarla sunduğu vaka örnekleri ile sürükleyici bir deneyim yaşatan bir kitaptı. Psikoloji sevmeyenler ve yeni başlamak isteyenler için dili biraz yorabilir…
Yazar İsmet Özel, bu kitabında Müslüman bir şahsiyet olmadan önceki ideolojisinin temellerinden, şairliğe attığı ilk adımlardan inceden inceye bahsetmiş. Komünistlikten, sosyalist bir yapının savunuculuğundan soyunup, nasıl mutlak hakimiyetin Allah’a ait olduğunun bilincine vardığını, varoluşsal sancılar çektiği otuzlu yaşlarında elde ettiğini adeta nefisleri kanata kanata anlatmış. Öte yandan, Türkiye’nin içinde bulunduğu dönemleri ayrıntısıyla ele almış ve iyi bir Türkiye için ne yapılması gerektiğini de eklemiş. Okuyucusunun yazarın düşünce dünyasında dolaşan kelimeler yumağında kaybolmasını kaçınılmaz kılan, dimağları açan bir eser…