@melisaarslan
İnceleme
29g
Roman, İngiltere’nin ıssız ve rüzgarlı kırsalında geçen iki ailenin,Earnshaw’lar ve Linton’ların çalkantılı hikayesini anlatır. Merkezde ise Heathcliff ve Catherine’in tutkulu ama bir o kadar da yıkıcı aşkı yer alır. Bu aşk, yalnızca iki kişiyi değil, kuşaklar boyu sürecek bir zinciri de peşinden sürükler. Heathcliff’in dışlanmışlığı ve intikam arzusu, onu bir anti kahramana dönüştürürken,Catherine’in kararsızlığı ve sosyal kaygıları, trajediyi körükler.

Bazı kitaplar vardır,bitirdiğinizde iç dünyanızda bir fırtına eser, sanki karakterlerin duyguları sizin kalbinize de uğrayıp geçmiştir. Uğultulu Tepeler tam olarak öyle bir roman.

Emily Brontë bu tek romanıyla bize sadece bir aşk hikayesi değil, derin bir öfke, tutku, intikam ve hırs öyküsü anlatıyor. Heathcliff ve Catherine… Belki de edebiyat tarihinin en çarpıcı, en sarsıcı ikilisi. Ne tam olarak sevilirler ne de nefret edilirler. Çünkü insana ait her duyguya dokunurlar.

Kitabın atmosferi sürekli bir gerginlik içinde,doğa bile karakterlerin ruh haliyle yarışıyor sanki. Rüzgar, sis, uğultular… Hepsi iç dünyayı dışa vuruyor. Bu yüzden roman hem gotik hem de psikolojik bir derinlik taşıyor. Bazı yerlerde ağır ilerlese de bu dilin, anlatımın bir parçası ve dönemin ruhunu yansıtıyor.

Uğultulu Tepeler, huzur değil, çalkantı arayanların romanı. Kırık kalplerin, bastırılmış öfkelerin ve geri dönülemeyen kararların hikayesi. Bittiğinde biraz yorgun ama bir o kadar da etkilenmiş hissediyorsunuz.

Eğer klasiklerden duygusal derinlik bekliyorsanız ve karakterlerin “iyi” ya da “kötü” değil, “insani” olduğu romanları seviyorsanız bu kitap size çok şey katabilir.
Uğultulu Tepeler
Emily Bronte - Can Yayınları - 2024