Elimdeki sayfaları kapatmak istemediğim nadir romanlardan biri oldu. Betül Fırat, zekice örülmüş kurgusuyla beni her bölümde şaşırtmayı başardı. Müberra’nın içsel yolculuğu ve rüya ile gerçeğin iç içe geçmesi, okuru derin bir psikolojik labirente sürüklüyor. Kayıp el yazmasının peşindeki merak, okurla kurulan bağın en güçlü halkası; her yeni ipucu, adeta bir yapbozun eksik parçasını yerine koyuyor. Yazarın akıcı dili, keskin atmosfer betimlemeleri ve karakterlerin iç dünyasına dair ince detaylar, kitabı tek solukta okunan bir gerilim hikâyesine dönüştürüyor. Cinayetlerin soğuk gerçekliği ile Müberra’nın duygusal kırılmaları arasındaki kontrast, her sayfada kalp atışlarımı hızlandırdı. Polisiye tutkusunu doruğa taşımak isteyen herkese mutlaka öneriyorum; çünkü Siyah Şapkalı Adam, rüyalarınızda bile peşinizi bırakmayacak.