Uyuduğunuz zaman her zaman aynı rüyayı görseniz, sonu da aynı olsa ne yapardınız? • Belirli zamanlarda ortaya çıkan Siyah Şapkalı Adam ne yapmak istiyordu? • Müberra`nın hissettiği keskin koku ne anlama geliyordu? • Müberra`nın yanağındaki yaranın anlamı neydi? • Öldürülen kadınların ortak özelliği neydi? • Yetiştirme yurdundaki resimler neyi ifade ediyordu? • El yazması kâğıdın sırrı neydi? Tüm bu soruların cevabını merak ediyorsanız bu kitabı okumalısınız. Ahmet Bilgehan Arıkan Şimdiye kadar okuduğunuz polisiye kitapları bir kenara bırakın. Siyah Şapkalı Adam son derece iyi kurgulanmış, zekice işlenmiş olay örgüsü ile sizi bambaşka bir okuma deneyimine davet ediyor. Açıkçası Betül Fırat`ın kalemine hayran kalmamak mümkün değil.
Bazen yaşamı anlamıyor insan. Her zaman bir tantana ve yaşama tutunma arayışıyla geçiyor. Bir yere kadar hayatın değerini anlamıyor belki de insan. Yaşıyorken ne varsa yapmalıydı belki de yarını umursamadan.
Elimdeki sayfaları kapatmak istemediğim nadir romanlardan biri oldu. Betül Fırat, zekice örülmüş kurgusuyla beni her bölümde şaşırtmayı başardı. Müberra’nın içsel yolculuğu ve rüya ile gerçeğin iç içe geçmesi, okuru derin bir psikolojik labirente sürüklüyor. Kayıp el yazmasının peşindeki merak, okurla kurulan bağın en güçlü halkası; her yeni ipucu, adeta bir yapbozun eksik parçasını yerine koyuyor. Yazarın akıcı dili, keskin atmosfer betimlemeleri ve karakterlerin iç dünyasına dair ince detaylar, kitabı tek solukta okunan bir gerilim hikâyesine dönüştürüyor. Cinayetlerin soğuk gerçekliği ile Müberra’nın duygusal kırılmaları arasındaki kontrast, her sayfada kalp atışlarımı hızlandırdı. Polisiye tutkusunu doruğa taşımak isteyen herkese mutlaka öneriyorum; çünkü Siyah Şapkalı Adam, rüyalarınızda bile peşinizi bırakmayacak.