Richard, felaketlerle sarsılan dünyaya çare bulmak isterken bir uçak kazasıyla bilinmeyen bir adaya düşer. Yanardağ patlamak üzere, kurtulanlar panikte, kaynaklar tükenmekte... Ve Richard'ın elinde sadece yarım kalmış bir makine vardır.
Kaçış yok. Yardım gelmiyor. Felaketler büyüyor.
Geriye tek yol kalıyor: Yıldızlara doğru bir kaçış.
Ama uzay sandıkları kadar sessiz değildir. Ve kurtuluş, tahmin ettiklerinden çok daha pahalıya mal olacaktır.
Yusuf Metin Ahi'den, son sayfasına dek soluksuz okunacak, hayatta kalma ile insanlığın kaderi arasında geçen bir bilimkurgu gerilimi.
Dünya küller içinde kavrulurken Richard, bir uçak kazasının ardından kendini ölümcül sessizlikte bir adanın kıyısında bulur. Yanardağ her an patlayacak gibi titrerken, kalan birkaç kişiyle beraber sınırlı kaynaklara tutunur. Elindeki yarım kalmış cihaz, belki de tüm insanlığı kurtaracak tek anahtar olsa da, arkasında saklı sırlarla yüzleşmeyi gerektirir. Her adım, hem canlarını hem de zamanlarını çalar; okur, sayfaları çevirdikçe kıyametin gölgesinde umudun titrek ışığını arayacak. Yusuf Metin Ahi’nin ustalığından doğan bu kısa, ancak çarpıcı gerilimde; adanın derinliklerinden uzaya uzanan bir yolculuğa davet edileceksiniz. Antik teknolojinin gün yüzüne çıktığı anlarda, karakterlerin sınırları zorlanır ve insan olmanın anlamı yeniden yazılır. Uzaydaki Uygarlık, yalnızca bir kurtuluş öyküsü değil; fedakârlık, etik hesaplaşma ve yıldızlara uzanma arzusuyla dolu bir serüven vaat ediyor. Son sayfaya dek hızını kesmeyecek bu hikâye, sizi maceranın kalbine çekecek bir çağrı niteliğinde: Cesaretiniz var mı?