1564'te Stratford-Upon-Avon'da doğan Shakespeare'in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Buna göre; Shakespeare'in Londra'ya gelip aktör ve oyun yazarı olarak tiyatroculuk mesleğine başladığını ve kısa zamanda ün kazandığını biliyoruz.
Londra'da yaşadığı yıllarda Stratford ve ailesiyle ilişkisini düzenli olarak sürdüren Shakespeare'in profesyonel yaşamı çok yoğun geçer.
Yazdığı onlarca eseri bugün bile öneminden hiçbir şey kaybetmemiştir. Soneleri, konularını klasik mitolojiden alan iki uzun öyküsel şüri ve oyunlarıyla tanınan Shakespeare yazarlık ve aktörlüğün yanı sıra bir tiyatro kumpanyasının da ortaklığını yapmıştır.
Uzun yıllar Londra'da yaşasa da yaşamının son dönemini Stratford'da geçiren Shakespeare 23 Nisan 1616'da burada ölmüştür.
Ne yaldızlı hükümdar anıtları, ne mermer Ömür süremez benim güçlü şiirim kadar, Seni pasaklı Zaman pis bir mezara gömer. Ama satırlarımda güzelliğin ışıldar Savaşlar tepetaklak devirir heykelleri Çökertir boğuşanlar yapı demez sur demez, Ama Mars'ın kılıcı, cengin ateş selleri Şiirimde yaşayan anını yok edemez. Ölüme ve her şeyi unutturan düşmana Karşı koyacaksın sen; yeryüzünü mahşere Yaklaştıran çağların gözünde bile sana Bir yer var övgüm seni çıkarttıkça göklere Dirilip kalkıncaya kadar mahşer gününde Yaşarsın şiirimde sevenlerin gönlünde
'Madem aşk soneleri yazıyorum, eğer birisi sevgimi yazma tarzımla ölçmeye kalkarsa benim âşık olduğumu söylesin... Sırası gelmişken şunu da belirtmeliyim: Bir adam aşk hakkında yazabilir; ama âşık olmayabilir. Bu, çiftçi olup da saban sürmeye gitmemek, cadı olup büyü yapmamak, kutsal olup dinsiz olmak gibi bir şeydir.'
Saf, lekesiz gençliğinde seni mükemmel hedef yaptı, Ama sen genç erkekleri tehlikeye atan tuzaklardan kaçtın, Çünkü kimse kışkırtmadı, sen şeytana uymadın!