2“Hepimizin yaşam denen bu zaman zarfında öğreneceği dersler var; bu, ölmek üzere olanlarla çalışırken özellikle belirginleşir. Ölmek üzere olanlar yaşamın sonunda çok şey öğrenir, ama genellikle öğrenilenleri hayata geçirmek için artık çok geçtir. 1995 yılında, Anneler Günü’nde, beni kötürüm bırakan bir felç geçirdim. Sonraki birkaç yılımı ölümün eşiğinde yaşadım. Kimi zaman ölümün birkaç hafta içinde kapımı çalacağını düşündüğüm oldu. Birçok kez, kapımı çalmadığı için hayal kırıklığına uğradım, çünkü hazırdım. Fakat ölmedim, çünkü hâlâ yaşamın öğrettiklerini, son derslerimi öğreniyorum. Bu dersler yaşamlarımızla ilgili nihai gerçekler; bunlar hayatın kendisiyle ilgili sırlar. Bir kitap daha yazmak istedim; ölüm ve ölmek değil, yaşam ve yaşamak üzerine.”“Hayatımı gerçekten böyle mi yaşamak istiyorum?” Her birimiz bir noktada bu soruyu kendimize sorarız. Trajedi, hayatın kısa olması değil; çoğu zaman geriye dönüp baktığımızda gerçekten önemli olanı görememiş ve onu yaşamamış olmamızdır. İki ünlü yazar, Elisabeth Kübler-Ross ve David Kessler, hayatı dolu dolu yaşamak, ölüm korkusunu yenmek, içimizdeki kötülükten kurtulmak, kendimizdeki ve başkalarındaki en iyiyi bulmak için bilmemiz gereken kuralları formülleştirdi. Sevgi ve mutluluk, öfke ve bağışlama, kayıplar ve suçluluk duygusu gibi ruhsal dersleri, ölümün eşiğinde yaşayan insanların hayat deneyimleriyle harmanladı. Böylelikle korkularımız, umutlarımız, ilişkilerimiz ve her şeyden önce gerçekte kim olduğumuz hakkındaki paha biçilemez gerçeği ortaya çıkardı.“Yaşam Dersleri” kendisiyle ve dünya ile uyum içinde anlamlı bir hayat yaşamak isteyen herkes için… Birbirimizi ve kendimizi iyileştirmek, ruhlarımızı sağaltmak için…
Evladım Sana Diyorum okuma grubumuzun yine güzel ve etkileyici kitabıyla geldim. Yazarla grup sayesinde tanıştım 😊 Okuduğum bu kitap, her satırıyla durup düşünmeye sevk eden bir eser. İnsanın yaşamındaki iniş ve çıkışları ele alırken hayattan çıkarılan dersleri, mutluluk, ilişkiler ve kariyer gibi evrensel temalar üzerinden başarıyla aktarıyor. Kitapta paylaşılan her deneyim, okuyucuyla güçlü bir empati bağı kurarak yalnız olmadığımızı hissettiriyor. Hayata bakış açınızı sorgulatan bir eser.Bu nedenle, bu kitabı kesinlikle okumanızı ve çevrenizle paylaşmanızı tavsiye ederim. 📚🤍
#alıntı Anda yaşamazsak da mutluluğu bulamayız. Geçmişin kapılarını kapatmak zorunda değiliz fakat geçmişi olduğu haliyle görmeli ve yola devam etmeliyiz.
Minnettarlık duyan bir kişi güçlü bir kişidir, çünkü minnettarlık gücü meydana getirir. Bütün bolluk, sahip ol duğumuz şeyler için minnettar olmaya dayanır.
İnsanlar hayatımıza başka bir rolle yeniden girerler. Bazen böyle olur; çünkü ilişkilerle işimiz bitmemiştir, yapılacak daha çok tedavi vardır. Bununla birlikte, bazen insanlar hayatımıza başka bir rolle yeniden girerler, çünkü ilişki bitmiş olsa da kafalarımızda henüz tamamlanmamıştır. 🤍🤍
Her günü hayatın kıyısındaymış gibi yaşamak, bize “nasıl olması gerektiğine dair resimlerimiz olduğunu anımsatır. Kaç kez birileri bir ilişkide o an mutlu oldukları halde, “Yirmi yıl sonra da yanımda olacak mısın?” sorusu yüzün den kavga etmiştir?
Hayatın inişleri ve çıkışları vardır. Sevdiklerimizin sorunlarının hepsini çözemeyiz, ama genellikle onların yanında olabiliriz. Sevginin en güçlü işareti, yıllar geçtikçe, bu değil midir?
Hepimizin sevgi, hayat ve serüvenle ilgili hayalleri vardır. Fakat ne yazık ki bir şeyleri neden denemememiz gerektiğine dair sebeplerle de doluyuzdur. Bu sebepler bizi koruyor gibi görünürler, ama aslında bizi hapsederler. Hayatı uzakta tutarlar. Hayat düşündüğümüzden daha erken sona erecek. Bineceğimiz bisikletler ve seveceğimiz insanlar varsa, şimdi zamanı. Hepimizin sevgi, hayat ve serüvenle ilgili hayalleri vardır. Fakat ne yazık ki bir şeyleri neden denemememiz gerektiğine dair sebeplerle de doluyuzdur. Bu sebepler bizi koruyor gibi görünürler, ama aslında bizi hapsederler. Hayatı uzakta tutarlar. Hayat düşündüğümüzden daha erken sona erecek. Bineceğimiz bisikletler ve seveceğimiz insanlar varsa, şimdi zamanı.
Hayat dediğimiz bu yolculukta her kes bir sevgi deneyimi yaşamalı. Kimi sevdiğinin ya da ne zaman ya da ne kadar uzun ya da ne kadar kısa sevdiğinin bir önemi yok nihayetinde. Tek önemli olan sevmen. Sevgiyi kaçırma. Bu yolculuğu sevgisiz yapma.’