Dokuz Yüz Katlı İnsan

(1 kişi)
Kitabı değerlendirin

1

Takip

1

Beğeni

1

Okuma

233

İzlenme

Tanıtım Yazısı
Dokuz Yüz Katlı İnsan, bilinçdışının keşfinden başlayarak Freud, Fechner, Gassner, Messmer ve Jung gibi, Batı eksenli modern psikoloji alanına yön vermiş isimlerin öne sürdüğü ve yakın zamana kadar yeter ve geçer kabul edilen kuramlara, “bilinçdışı”nın keşfi sürecinden başlayarak yeniden bir okuma önerisi sunan bir şifa manifestosudur.Psikiyatrist Mustafa Merter, bu çalışmasında Avrupalı zihnin yıllar boyunca düştüğü açmazları, bu düşünürlerin ve bilim adamlarının yorumlarını tasavvufi terminolojiyle ilişkilendirerek okuruna aktarıyor. Bunu yaparken de insan nefsinin okyanusunda bir yön bulmaya çabalayan Batı insanının bilimsel metodolojiyi kullanarak insan “ruhu”nu kavramaya çalıştığını fakat buna muvaffak olamadığını, tasavvufun ise Kur’ân-ı Kerîm’in ve sünnet-i seniyyenin ışığında bu eksende pek çok hususa değindiğini, günümüzün hızlı dünyasının “içe hakkıyla bakamayan/baktırılmayan” insanına salık veriyor.Batılı psikologlar tarafından tasavvufun yeterince incelenmediğini, dolayısıyla amacının bu açığın altını çizmek olduğunu vurgulayan Dokuz Yüz Katlı İnsan, modern psikolojinin tarihsel gelişimine ve bilinçdışı kavramının kategorilerine açıklık getirmeye çalışırken “psikoloji” disiplinine, “Nefs İlmi” diyerek çok daha kapsamlı bir isim önerisi sunuyor.

Tür: Psikoloji
Yayınevi: Ketebe Yayınları
ISBN: 9786256698826
Sayfa: 464s.
Kapak: Ciltsiz
Tarih: 2024
Kağıt Tipi: 2. Hamur

Topluluk Puanları (1)

2.0

100% (1)

Okuma Durumları
Okudum (1):
Okuyacağım (1):
İncelemeler ve Alıntılar
Dokuz Yüz Katlı İnsan kitabı hakkında sen ne düşünüyorsun?
@huriyecap
Alıntı
3a
hissemize düşen
Muhammed Esed 1926 yılının sonbaharında, bir gün Berlin metrosunda seyahat ederken gördüğü yüzlerin istisnasız derin ve gizli bir acıyla kasılı olduğunu müşahede eder. Duyduğu sarsıntıyı yanında bulunan Elsa'yla paylaşır. Elsa şaşkınlıkla "Cehennem azabı çekiyorlar sanki. Acaba kendileri bunun farkında mı?" diyerek onu tasdik eder. Esed, bu acıları insanların gerekçesiz, inançsız ve fasılasızca refah peşinde koşmalarına bağlar. Eve döndüklerinde, masada açık kalmış Mushafı görür. Kapatıp kaldırmak için uzandığında gözü Tekâsür suresine ilişir. Birden surenin o gün metroda yaşadıklarının tam bir yansıması olduğunu hisseder ve şöyle düşünür: "Bütün çağlarda insanlar tamahı, açgözlülüğü tanımışlardır ama tamah ve açgözlülük başka hiçbir çağda bugün olduğu kadar ciğer sökücü bir hırs hâlinde kendini açığa vurmamıştır. İfrit insanların boyunlarına binmiştir, kamçısını tam yüreklerinin başına indirir ve uzaklarda alayla göz kırpan, yalancı hedeflere doğru dehler onları..." Ne kadar hikmetli olursa olsun bir insan, yirminci yüzyıla özgü bu acılı koşuyu kendiliğinden bilemezdi. Böylesine hâkim bir perdeden, böylesine apaçık bir üslupla dile getiremezdi. Bu çok yüksek bir sesti ve bütün zamanları aşarak insanın kulağına ulaşıyordu. Esed bu olaydan kısa bir süre sonra Elsa ile birlikte Müslüman olduğunu açıklar. Böylece on dokuz yaşındayken görüp çoktan unuttuğu bir rüya tecelli etmiş olur: Bu rüyada Esed, içinde bulunduğu bir trenin yeraltından çıktıktan sonra saplandığı, sonsuz ufuklu bir batakta, az ötede çökmüş duran ve kendisini beklediğini hissettiği; yüzü örtülü, kısa kollu harmanisi olan bir binicinin devenin terkisine binerek saat, gün, ay, kısaca zaman kavramını yitirecek kadar uzun bir yolculuk sonunda, yakmayan fakat kör edici parlaklıktaki beyaz bir ışığa vardığını görmüş ve tasvir edilemez ahenkteki bir sesin "Burası Batı'nın en uç şehri" dediğini işitmiştir. Yıllar sonra binicinin Hz. Peygamber (as); ışığın, kavuştuğu iman; işittiği sözlerin ise Batı'daki hayatının sona ereceğinin habercisi olduğu tefsiriyle karşılaşacaktır.

464'ün 182. sayfasında
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Mustafa Merter - Ketebe Yayınları - 2024
1.128
@huriyecap
Alıntı
3a

İnsan hayatı rolden role, limandan limana uzanan bir yolculuktur.
464'ün 73. sayfasında
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Mustafa Merter - Ketebe Yayınları - 2024
1.038
@huriyecap
Alıntı
4a
Düşünce ırmağının yüzeyi çer çöp taşır... Bazısı hoş, bazısı nahoş, su üstündeki tohum kabukları, görünmez bahçenin meyvelerinden düşmüş. Gel bahçenin ardındaki çekirdeklere bak, çünkü su, bu bahçeden kaynaklanır. Hayat ırmağının akışını görmüyorsan, gel bari düşünce ırmağında dalgalanan yosunları gör. Mevlana Celaleddin Rumi
464'ün 58. sayfasında
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Mustafa Merter - Ketebe Yayınları - 2024
1.379
#Felsefe - @huriyecap
Alıntı
4a
F. Nietzsche

"Herkes, kendi kendisine en uzak olandır."
464'ün 37. sayfasında
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Mustafa Merter - Ketebe Yayınları - 2024
1.410
#hikmetsahibi - @huriyecap
Alıntı
4a

Rüzgâr esmezse yaprak kımıldamaz.
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Mustafa Merter - Ketebe Yayınları - 2024
1.406