Herkesin bir derdi vardır.Boşuna"her evin bir derdi vardır,"dememişler.Ancak,önemli bir de kural vardır:"Şayet durumu değiştiremezsen,ona olan bakışını değiştir."
Siz her zaman bir şeylerden biraz hoşlanmazsınız ve bu yüzden de ömür boyu hep mutluluğun bir gün gerisinde kalıyorsunuz.Hoşnutsuzluk her yaptığınızı yıkmaya sevk eder sizi.Her girişiminizi içine çeken bataklıktır bu.Bir elinizle yaptığınızı,diğer elinizle kırıp yok edersiniz.
Çalışmalara her başladığımızda,tembelliğin de yanı başınızda durmakta olduğunu hemen hissedersiniz.Mesaisine başlayacak ve ince yöntemleriyle arsızca kendini savunmaya girişecektir.
Kimlik belgesi olup da,kendilerinin beceremediği,anlamadığı ne varsa hepsini reddeden kimliksizlerden oluşan devasa bir kitle bulunmaktadır.Rahatlarını kaçırmaya kalkanı sürekli yok etmeye çalışır bunlar.Yeni,bilmedikleri ve alışkanlıkları dışında kalan şeyler onlar için tehlikelidir.Böyle yaktılar Giordano Bruno'yu...
...Bu müzmin hastaların özelliklerini incelemeye başlayınca,kendi kişisel iradelerine set çekip,sürekli sadece dışarıdan yardım beklediklerini anladım.
Bir kitabı bitirince hemen başka birine mi başlarsın, yoksa ara mı verirsin?
Hemen diğerine başlarım.Okunmayı bekleyen sırada çok kitabım var ama şuna dikkat ederim.Üstüste roman ya da psikoloji vb.değil de tarzları değiştiririm.
Öyle bir kitap okumayla görüşüm değişmez.Uzun yıllardır okuduğum için okuduklarımla görüşlerim oluşmuştur.Yani değişimden ziyade olaylara bakış açım,empati yeteneğim gelişmiştir.
En sevdiğin okuma mekanı neresi? (Koltuk, kütüphane, metro?)
Fırsat bulduğum her yer.Güneşli bir günde sahil kenarında okumak ayrı bir keyif.Yağmurlu,sessiz bir günde koltukta sıcacık evimde okumak daha da ayrı bir keyif.Hangisini seçeyim bilemedim😄.Yağmurlu sahil kenarınıda kombine etmişliğim vardır🙃
Kendimi bildim bileli kitap okurum,yaşımı hatırlamıyorum bile.Babamın bana getirdiği orman ve hayvan resimlerinin olduğu hikaye kitabı.Bir de dedemin mini kitaplığında bulunan genel bilgi ansiklopedisi ve sağlıkla ilgili kitaplar.
Dikkatini şuan varolana odakladığında ânı yaşarsın.Önüne çıkan fırsatlardan faydalanırsın.Oysa düşüncelerinin esiri olduğunda kaygı içinde ya geçmişte ya da gelecekte yaşarsın.
"Mutsuz olmak için harcadığın tek bir an sana geri gelmeyecek.Yaşamının ne zaman başladığını biliyorsun ama ne zaman biteceğini bilmiyorsun.Yaşadığımız her saniye bize sunulmuş bir hediyedir ve onu ziyan etmememiz gerekir.Mutluluk şimdiki zamanda yaşanır."
"Büyük bir hayal kırıklığı yaşadığımızda hikayenin sonuna gelip gelmediğimizi bilmiyoruz.Oysa bu elbette büyük bir maceranın da başlangıcı olabilir." --Pema Chödrön
Biz zaman zaman acı çekiyoruz.Öyle değil mi?Bugün seviniyoruz,yarın acı çekiyoruz,sonra tekrar seviniyoruz.Bu bir süreçtir.Bu yaşamın doğal bir hareketidir.Eğer biz her şeyin sürekli hareket halinde olduğunu unutmazsak ,bugünkü dertlerimiz o kadar da korkunç,o kadar da çözülemez olmayacaktır.Çünkü yarın tamamen değişik olacak.
Bilge Ömer Hayyam:"Benim hakikatimi,kötü insanlar sürüsü kötülük adına kullanamasın diye yedi mühür ve kırk kilit altına gizledim"demiş.Küçük burjuvanın eline kudretli bir silahın geçmemesi için gizli bir yazı bilimi üretilmiştir.
...aynı özlem,aynı arayış içindeki umut,aynı umutsuz,hazin istek.Çünkü daima 'ötekini' severiz,daima onu ararız,hayatın bütün koşullarında ve değişikliklerinde...Bunu biliyormusun?Hayatın en büyük sırrı ve en büyük hediyesi,'aynı türde'iki insanın karşılaşmasıdır.
Herkesin hayattaki haritası başparmağının izi kadar biriciktir Birbirinin aynı olan iki harita yoktur.Aynı cümleyi aynı şekilde anlayan iki kişi yoktur...bu nedenle,insanlar söz konusuysa onları nasıl olmaları gerektiğine ilişkin kendi kavramınıza sığdırmaya çalışmayın. --MILTON ERICKSON
Kendi içine dönen duygusal enerji ciddi mide-bağırsak sorunları,baş ve bel ağrıları,boyun ağrısı,ciddi kas gerilimi,romatizma,astım,kalp krizleri ve kanserler gibi ciddi fiziksel sorunlara neden olur.
Çocuk edebiyatı katogorisinde yer alıyor nedense ama bence yetişkinlerinde okuması gereken;zaman kavramına yönelik bizi derinden düşündürecek güzel bir hikaye.
İnsanlar,vicdanın varlığını kendilerinde yoklamazlar,daima karşılarındakilerde ararlar.Bulamayınca kızarlar, ifrit olurlar.İşte hep patırtılar bundan çıkar.