Öykü Denemeleri
öyküye dönüşmek için birbirini kovalayan kelimelerin yolculuğu... ...
7. Bölüm

kareli gömlek

21 Okuyucu
4 Beğeni
0 Yorum

Balkona serilmiş kilimin iki karesini dolduruyorum yere oturunca. İki kareye sığıyor, iki cepheye bakıyor bakışlarım. Dizlerimi kucağıma alıp sarılıyorum, uzun yoldan gelmişler gibi. Başımı yaslıyorum yorgun diz kapaklarıma. Sıkıştırıyorum kendimi olmak istediğim karelere bir de gitmek istediğim yerlere. Sıkış pıkış oturuyoruz, memnunuz da üstelik.

‎Yazın en güzel ayı haziran olmalı dostlar. Hazırlan diyor sanki bütün kuşlar ve dere kurbağaları; "artık üşemeyecek, kat kat giyinmeyeceksin. Güneş her sabah pencerene doğacak, bütün sesler sana ilham olacak." Akşam olunca karşılıklı lafa tutuşuyorlar. Ağaçlar hışırtıyla ses veriyor doğaya. Taç yapraklarının melodisini karanlıkta sallanırken duyabiliyorum. Belki de sokak lambasının oyunu bütün bunlar.

Oysa ben tüm bunlardan ziyade, balkon ipine mandalla sıkıltırılmış gömlek gibiyim. Renkli ve cepli bir gömlek. Kare desenli. Rüzgar biraz sert esse başımı döndürüyor. Elimi kolumu nereye koyacağımı da şaşırıyorum. Bir havluya sarılıyorum, bir eteğe... Öyle ya da böyle tutunuyorum hayata bir şekilde. Balkon demirlerinin soğuk gövdesinde dinleniyorum biraz. Neden demirlerin bu kadar soğuk olduğunu daha iyi kavrıyorum. Güçlü olmak var çünkü işin ucunda. Bir balkonu, bir binayı, bir kalbi idare ediyorlardı sonuçta. Kim bilir pamuktan bir kalbin demirden bir kalbe ihtiyacı vardır belki de...

Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar