Neşe Cengiz’in Gün Doğmadan Neler Batar kitabını okuduğumda, kısa sayfa sayısına rağmen ne kadar yoğun bir anlatım sunduğuna şaşırdım. 104 sayfa ama her cümlesi üstüme düşünce gibi çarpıyor.. hayatın karmaşıklığını, insan hatalarını ve toplumdaki gözlemleri öyle bir sembolik dille anlatıyor ki, farkında olmadan kendimi Fahri’nin yerine koyuyorum. Fahri, yaptığı bir hatayı düzeltmek istiyor ve bu arayış onun vicdan muhasebesini gözler önüne seriyor. Okurken “Acaba ben de böyle bir durumda ne yapardım?” diye düşündüm. Yazar karakterleri ve toplumsal tipleri öyle zekice sunmuş ki, “insan suretiyle gezen canavarlar” metaforu gerçekten etkileyici. Safdiller, sinsiler, temizlik hastaları… Her biri hayatın farklı yönlerini yansıtıyor ve bazen kendimden parçalar bulduğum karakterler oluyor. Kitabın dili de ayrı bir keyif. Mizah var, ama sorgulayıcı bir tonla. “Bak, şuradaki aynı ben” dediğiniz anda anlıyorsunuz ki, yazar sizle konuşuyor, sizi gözlemliyor, hatta belki biraz da sizi test ediyor. Kısa sayfa sayısına rağmen düşündürmeyi başarıyor, bazı cümlelerde durup içimde tekrar tekrar dönüp düşündüğüm oldu. Okuduktan sonra hissettiğim şey, Bu kitap küçük ama derin. Hayatın, hataların ve ikinci şansların üzerinde biraz daha uzun düşünmek isteyen herkesin okuması gereken bir kitap.