4. Bölüm

Bölüm 4

39 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
📜 Saltanatın Şakası – Bölüm 4


---

Kış Çökünce

Felaketlerin ardı arkası kesilmez.

Sel, ardından çığ, üstüne deprem, sonra diz boyu kar.
Saray artık saman değil, çamurla kaplı.
Yeni yapılan sarayın tabelası düşer. Üstünde şunlar yazmaktadır:

> “Geçici değil, geçimsiz çözüm!”



Halk isyanın eşiğinde.
Borçlar ödenemiyor, faizler faiz doğuruyor.
İmparator ise hâlâ inatla bağırmakta:

— Süper güç olacağız!
— Süper borca battık! — diye bağırır halktan biri.
— Bu da bir güç türüdür! — diye karşılık verir imparator.
— Efendim, sizinki güç değil, güçlük.


---

Casusların Akıbeti

İki casustan biri hâlâ yol sormaktadır.
Ama diğeri… düşman krallıkta yükselmiştir.
Önce memur olur.
Sonra danışman.
Sonra... vezir.

Yeni vezir, hanlıktan nefret etmektedir.
Kendine şöyle der:

> “Ben artık buraya aitim. Orada sandalye vardı, burada taht.
Orada sıcak su, burada limonlu çay.
İhanet değil bu… terfi.”



Düşman kralıyla yakınlaşır.
Planlar yapar.
Hanlığı içeriden çökertmeye kararlıdır.


---

Hanlık Sarayında – Gece Vakti

İmparator, sarayın yıkık duvarları arasında volta atar.

— Faizleri ödeyemiyoruz… borcu ödeyemiyoruz…
— Efendim, artık borcun faizi de faiz üretiyor.
— Hazine ne durumda?
— Bir kese kuru ekmek, iki tavuk vergisi.

İmparator çökerek yere oturur:

— Sarayım çöktü… sandalyem de kırıldı.


---

Darbe Girişimi

Ertesi sabah hanlığın en eski vezirlerinden biri saraya döner.
Yıllar önce görevden alınmış, sürgüne gönderilmişti.

— Efendim… size yardım etmek istiyorum.
— Ne gibi?
— Halk beni seviyor. Orduda hâlâ destekçim var.
— Ne demek istiyorsun?
— Belki de… yeni bir liderle bu devlet ayağa kalkabilir.

Saray bir anda sessizliğe bürünür.
İmparator gözlerini kısar.

— Seninle son defa çay… pardon… sıcak su içelim.

Vezir saraydan çıkar çıkmaz, bir hareketlilik başlar.
Ancak darbe başarılı olamaz.
Çünkü halk, her şeye rağmen eğlenmektedir:

> “Biz bu devleti gülerek batıracağız, ağlayarak değil!”




---

Casusun Sonu

Bu sırada düşman krallıktaki casus, ihanet planlarını yürütmektedir.

Ama… bir gece konuşmaları yakalanır.
Kral öfkelenir:

— Hanlık… içeriden mi çökmek istiyor?!
— Efendim… adam bizden değilmiş!
— O zaman biz de onlara dışarıdan çökeriz!

Casus, meydanda yakalanır.
İnfaz edilir.
Kafası, hanlığa gönderilir.
Yanında not: "İçeriden geldiniz. Dışarıdan geleceğiz."


---

Hanlık Sarayında – Birkaç Gün Sonra

Elçiden gelen paketi açan İmparator gözlerini kısar.

— Bu… bizim adam…
— Evet efendim… düşman krallık infaz etmiş.
— Casus gönderiyoruz… vezir olup dönüyor… sonra da kesilip geliyor…
— Gönderdiğimiz her şey geri dönüyor efendim.
— Bir gün borçlar da döner mi?


---

Göç Hazırlığı

Borçlar artık ödenemiyor.
Faiz, hazinenin tamamını yutmuş durumda.
Ordular ise güç bela 3.000 kişiye çıkarılmış.

İmparator son konuşmasını yapar:

— Hanlığımız büyümedi. Ama başımıza gelen felaketler büyüdü.
— Göç edeceğiz.
— Nereye efendim?
— Bilmediğimiz ama daha az yağmur alan bir yere…


---

Son Sözler

İmparator sarayın yıkık penceresinden dışarı bakar.
Bir zamanlar "taht" dediği sandalyeye elini koyar.

— Sıcak su bile ılık kaldı bu devlette.
— Ama ben hâlâ süper güce inanıyorum.

Vezir sorar:

— Efendim… şimdi ne yapacağız?
— Gidin… samanı toplayın. Yeni yerleşim için hazırlık yapın.
— Saman mı?
— Evet. Her devrim samanla başlar.
— Bu… devrim mi efendim?
— Hayır. Bu, şakanın devamı.


---

📌 Saltanatın Şakası devam ediyor…
Bölüm 5’te:
Göç başlıyor.
Halk yeni topraklara taşınıyor.
Ama orada da onları bekleyen sürprizler var.
Ve... düşman krallık gerçekten duracak mı?

Bekle.
Çünkü bu sadece bir hikaye değil.
Bu, saltanatın şakası.

Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar