Can alarak sağlanan adalet, ölümü yüceltmekten başka bir işe yaramaz. Ritüelleri olan, Hıristiyan mistisizminden beslenen bir seri katil cinayet masasını teyakkuza geçirir. İlk cinayetin olay mahalli, alışılmışın hayli dışındadır: Göğsüne saplanmış sapı haç şeklinde bir bıçakla yerde yatan bir kurban... Hemen yanı başında açık bırakılmış, bazı satırları kurbanın kanıyla çizilmiş bir Kutsal Kitap… Katil hiç vakit kaybetmeden seri katile evrilirken Başkomser Nevzat belki de daha önce hiç karşılaşmadığı kadar çetrefilli ve karmaşık bir işin içine dalar.Ölüleri bekletmek olmaz. Titiz bir araştırmanın ardından ustalıkla yazılmış, heyecan yüklü bir roman. Ahmet Ümit bu romanında bugünün Türkiye`sini daha iyi anlamak için hem Anadolu’nun geçmişine hem de yakın tarihimize bakmaya çağırıyor okurunu. Bu toprakların kültür mozayiğini Süryaniler, Nusayriler, Rumlar, Türkler, Kürtler üzerinden yeniden hatırlatıyor, devletin derinliklerinde kurulmuş hatalı mekanizmalar yüzünden ödenen bedelleri bir kere daha tartışmaya açıyor.“Haklısın Evgenia” diyorum,“Bu ülke çok acımasız, bu topraklar çok sert, bu toprakların insanı çok hoyrat... Ama burası bizim ülkemiz Evgenia, burası bizim toprağımız, bizim vatanımız. Biz burasıyız Evgenia...”
" Ahmet Ümit'ten okuduğum üçüncü kitap ve net bir şekilde söyleyebilirim ki, şu ana kadarkilerin zirvesi! Kurgusu ve anlatımı o kadar başarılıydı ki, sayfaları nasıl çevirdiğimi anlamadım. Polisiye türünün ötesine geçerek, Hristiyanlık inançları ve tarihi üzerine inanılmaz etkileyici derinlikler sunulmuş. Romanın sonuna geldiğinizde ve tüm parçalar birleştiğinde...işte o an her şey anlam kazanıyor! Yazar hakkında bir çoğu kişiden olumsuz eleştiri almama rağmen inatla okumaya karar vermiştim ve iyi ki de yazarla tanıştım. Türk polisiye roman okumak isteyenler için tavsiye ederim Kitapla kalın😊📚
"Şu dünyada iki tür insan vardı. Gördüğüne inananlarla gördükleriyle yetinmeyip gerçeği arayanlar. İkinci türden insanlar, duyduklarıyla, gödükleriyle yetinmezler, gerçeği bulmak için hep yeni deliller ararlar."
Kimi zaman sevdiklerimin ihanetine uğrarım, kimi zaman arkadaş bildiklerimce arkadan hançerlenirim, kimi zaman hayal kırıklıkları, yaşarım ama dostlarımdan asla vazgeçmem. Onlardan vazgeçersem, yaşamaktan vazgeçmiş gibi olurum. Sevdiklerin olmadan, paylaşmadan yaşamanın ne anlamı.