Shakespeare cömert ve alçakgönüllü bir şekilde, özellikle tehlikeli bir rakip olarak gördüğü Southampton'un koruduğu şairi 'yetenekli' ve 'daha iyi bir ruh', 'daha değerli bir kalem' ve 'değersiz bir sandal' olan kendisiyle karşılaştırınca 'uzun yapılı ve gururlu bir gemi' olarak tanımlamıştır.
Ne yaldızlı hükümdar anıtları, ne mermer Ömür süremez benim güçlü şiirim kadar, Seni pasaklı Zaman pis bir mezara gömer. Ama satırlarımda güzelliğin ışıldar Savaşlar tepetaklak devirir heykelleri Çökertir boğuşanlar yapı demez sur demez, Ama Mars'ın kılıcı, cengin ateş selleri Şiirimde yaşayan anını yok edemez. Ölüme ve her şeyi unutturan düşmana Karşı koyacaksın sen; yeryüzünü mahşere Yaklaştıran çağların gözünde bile sana Bir yer var övgüm seni çıkarttıkça göklere Dirilip kalkıncaya kadar mahşer gününde Yaşarsın şiirimde sevenlerin gönlünde
'Madem aşk soneleri yazıyorum, eğer birisi sevgimi yazma tarzımla ölçmeye kalkarsa benim âşık olduğumu söylesin... Sırası gelmişken şunu da belirtmeliyim: Bir adam aşk hakkında yazabilir; ama âşık olmayabilir. Bu, çiftçi olup da saban sürmeye gitmemek, cadı olup büyü yapmamak, kutsal olup dinsiz olmak gibi bir şeydir.'
Saf, lekesiz gençliğinde seni mükemmel hedef yaptı, Ama sen genç erkekleri tehlikeye atan tuzaklardan kaçtın, Çünkü kimse kışkırtmadı, sen şeytana uymadın!