Nurullah Genç, (d. 9 Eylül 1960, Horasan, Erzurum) Türk şair, iktisatçı. 1983 Yılında Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi işletme bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede yüksek lisansını tamamladı. Yine aynı üniversiteden doktor, doçent ve profesör unvanlarını aldı.
2003-2010 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi nde görev yapan Genç, daha sonra İstanbul Ticaret Üniversitesi nde bölüm başkanlığı ve dekanlık yapmıştır. Okulda "liderlik analizi", "işletme yönetimi", "yönetim ve organizasyon", "uluslararası işletmecilik" derslerini vermiştir.
Yıllardır işletme yönetimi ile ilgili olarak pek çok işletmeye danışmanlık yapan ve eğitimler gerçekleştiren Genç, proje uygulama ve stratejik planlama konularında da hizmet vermektedir.
29 Aralık 2012 itibarıyla Sermaye Piyasası Kurulunda yönetim kurulu üyeliği görevine başlayan Genç, 2015 milletvekili seçimleri öncesinde aynı yılın şubat ayında görevinden istifa etmiştir.
Nurullah Genç'in hemen hemen bütün şiir kitaplarını okudum. İntizar kitabı bir aşk romanı. İlk başta olaylar ve kişilerle bağlantı kurmaya çalışırken zorlansam da tekrar geriye dönüp okumayı göze alamadım. Bir yerden sonra isimler zihne ve kalbe kazınıyor çünkü. Bazen Kafka'nın Milena'ya yazdığı mektuplara benzer bir ilişki kurdum, bazen ise sanki bir programa katılmış da yaşadığı bir anıyı ya da duyduğu bir olayı anlatıyormuş gibi düz bir üslubla okudum satırlarını.
Ayşe ve Emre... Emre öyle güzel seviyor ki Ayşe'yi. Tıpkı bir peri, bir melek, bir menekşe kadar masum ve mahzun oluşunu anlatırken ki seçtiği kelimeler şair ruhunun yönlerini gösteriyor bize. Kim böyle sevilmek istemez ki dedirtiyor adeta. Ayşe'yi ne denli sevdiğini, gözünün ondan başkasını görmediği, kalbini ondan başkasının doldurmadığını zaman sonra anlıyor ve şu sözleri yazıyor defterine. "Sende seni sevdiğimi sanıyordum oysa sende O'nu sevmişim. Hâlâ seviyorum O'nu ve O'nun için seviyorum seni. "
Buradan da anlaşıldığı üzere gerçek aşkı bulması yine Allah'ın onun karşısına çıkardığı bu güzel insanla mümkün oluyor. Kalbimizi Allah'ın aşkı ile doldurmadıkça bütün aşkların gerçek olduğunu sanar gerçek aşkı unuturuz. Birileri vesile olur birileri de engel olur bu ilahi yolculuğumuza. Biz vesile olanlara teşekkür edip, yaradana şükretmeliyiz.
Ayrıca, son iki sayfasında gözyaşlarıma engel olamadım. Ve kendimi sorguladım. Şuan bile yazarken kalbimde bir fırtına, gözlerim dolu dolu... Okumaya değer bir kitaptı doğrusu.