Şöyle kendisi ufak ama etkisi dağlar gibi kitaplara hayranım. Bazı kitapların yüzlerce sayfada anlatmak istediğini Bulgakov elli sayfada okuyanının iliklerine kadar hissettirmeyi başarmış.
Platon (Eflatun)’un
Devlet kitabında dendiği gibi: “İnsanlar acı duyarken en hoş buldukları şey zevk değil, acının dinmesidir.”
İnsanın bir şeye bağımlılığını –raydan çıkan trenin sonunda paramparça olmasına benzer şekilde yoldan çıkmasını– esas sağlayan, çoğu zaman zevk alma isteği değil, artık karşı konulamaz noktaya gelmiş olan duyduğu acısına karşı çare gereksinimidir. Kitapta da fiziksel acısından kaçınmak isterken her gün her gün daha da bataklığa saplanan bir adamın hikâyesini okuyoruz.
Gördüğüm kadarıyla bazı kimseleri neredeyse hiç etkilememiş kitap. Fakat bence fiziksel acı, hele de uzun süre sağlık problemleriyle birlikte uzun acılar çekmiş birinin bu kitaptan etkilenmeme şansı yok.
***
Tabii ki şurada burada yazılıp çizilenlere baktığımızda, çoğunlukla psikolojik acıdan hep daha çok bahsedilir ancak bedensel acı, hele de sonlanmak bilmeyen acı, insana ölümü bile bir çare, bir kurtuluş, bir huzur olarak gösterebilir.
Keşke sağlık, hiç bozulmayan ve değerini, varlığının mutluluğunu bir an bile unutmadığımız bir şey olsa.