Bir bekçiden beni mezara götürmesini rica ettim. Çünkü tıpkı canlıların şehrinde olduğu gibi caddeleri, sokakları bulunan bu ölüler şehrinde rehbersiz yolunu bulmak imkânsızdı.
Tek isteğim uyumaktı. Çünkü eğer rüyaları saymasak, uyku tıpkı ölüm gibiydi; her şeyi silen, yaşadıklarımızı bir süreliğine de olsa sindirmemize yarayan bir unutma hali. Bazı uykular unutmanın diğer adıydı.
Cevdet Abim yanılıyordu. Çünkü hiçbir roman bütünüyle gerçeğe yaslanmazdı. Bir romanın böyle bir derdi olmazdı. Allah, yeryüzüne gönderdiği yalnız ve biçare kullarına, bu dar-ı dünyaya katlanma gücü versin diye kimine hayal gücü vermişti. Başka bir hayatın da olabileceğini, bir yerlerde başka bir ömrün sürdüğü fikriyle avunsunlar diye...