"Yarın farklıdır bugünden, Adı değişir hiç olmazsa, Kara bir suyu geçiyoruz şimdilerde, Basarak yosunlu taşlara. Sen bugünden yarına birazcık umut sakla." Metin Altıok
dün sabaha karşı, kendimle konuştum. ben hep kendime çıkan bir yokuştum. yokuşun başında bir düşman vardı, onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum... Özdemir Asaf
ve ne kadar da güzeldir ümitli insanların arasında gülümsemek üstelik bir yaz günü denizin kenarında dünyayi değiştirecek bir çocuk gibi hissetmek belki de diyorum kendi kendime bugün yapılacak en güzel şeydir gücümün yettiği kadar koşabilmek düşün ki bu günler bir daha gelmeyecek yaşamak gerek yaşamak gerek.
'Ben bir adamı öldürürken belimdeki kılıcı kullanırım ama sizler kılıç kullanmazsınız. Sizler nüfuzunuzla öldürürsünüz, paranızla öldürürsünüz, süslü püslü sözlerinizle bile öldürürsünüz belki. Tabii ki kan dökülmez, karşınızdaki adam capcanlı yaşar ancak buna rağmen onu basbayağı öldürmüşsünüzdür. Kiminkisi daha büyük bir günah bilemiyorum sizinki mi, benimki mi?'
'Bazıları, seksi bastırılmış duyguları dışa vurmak ya da kontrol edilemez duygularını yatıştırmak için kullanmıştı.Bazıları, hayal dünyalarının derinliklerine gömülmüş eski travmaları yeniden yaşayarak sorunlarının üstesinden gelmek için bir arayış içindeydiler.'
'Evvel refîk ba'del-tarîk' demiş eskiler. Yani önce yoldaş, sonra yol. Nereye gittiğinden çok, kiminle gittiğin; nereye gittiğinden çok neye gittiğin önemlidir çünkü. Yoldaşın varsa, yol yorsa da güzeldir. '
'Herkes bir arkadaşın acısına ortak olabilir, fakat bir arkadaşın başarısındaki mutluluğu paylaşmak için soylu bir karaktere, gerçekten hakiki bireyci karaktere sahip olmak gerekir.'
'Birisini en yakın arkadaşı olarak görmek, her zaman ona duygusal olarak çok yakın olmak değildir, fakat her zaman ona karşı açık ve dürüst olmak demektir: Birçokları için hakiki arkadaşlığın anlamı buradadır.'
“İnsanları mektupları ayırır gibi ayıramazdınız. Bizler korkularımız ve isteklerimizle, ideallerimiz ve bakış açılarımızla öyle değişkendik ki; tıpkı su gibiydik.”
Aldous Huxley’in Yeni Cesur Dünya kitabındaki “herkesin herkese ait olması” mottosu … bu durumda aslında hiç kimsenin hiç kimseye ait olmadığı yani ruhun yalnızlık duygusunun hüküm sürdüğü ortam… insan salt et-kemik olmadığına göre…Teoman , Zamparanın Ölümü şarkısında ne diyor , "Çok kadın, hiç kadındır oğlum; yalnızlıktır sonu"
“Kadınların akılları var, kalpleri olduğu gibi ruhları da var. Ve hırsı var ve yeteneği kadar güzelliği de var. Aşkın bir kadına yakıştığını söyleyen insanlardan bıktım. ”
'-Kızının o adamla evlenmesi hakkında ne düsünüyorsun? -Temiz bir çocuk , mutlu bir evlilikleri olur. Kızımın zengin bir adamla evlenmesindense onu çok seven, kalbi ve iç dünyası zengin, iyi bir adamla evlenmesi beni memnun eder.'
"Kontrol, her şey kontrolde bitiyor. Her diktatörlükte bir takıntı vardır. İşte bu takıntı da kontroldür. Eski Roma’da insanlara ekmek ve sirk verdiler. Halkı eğlenceyle meşgul ettiler ama diğer diktatörlükler fikirleri ve ilmi kontrol altında tutmak için farklı stratejiler uygularlar. peki bunu nasıl başarıyorlar? Eğitimden kısarak, kültürü kısıtlayarak, bilgi edinmeyi yasaklayarak,bireylerin her söylemini yasaklayarak. Şunu unutmamak çok önemli. Bu olay tarih boyunca kendini tekrar eden bir düzen biçimi.” Enemy isimli filmden...