SSCB ile ilgili net bilgiler elde edeceğiniz akademik bir eser. Dili sade ve akıcı olduğu için sıkılacağınızı sanmıyorum. Stalin ve Hitler’in çok ortak noktası var ki bunlardan en önemlisi halefleri veya kendi dönemindeki liderler gibi temelden sağlam yetişmiş kişiler değil. Kısacası avamdan gelmiş kişiler olması hasebiyle devletlerini daha çok şiddet üzerine inşaa etmişler. Lakin şöyle bir noktada da var ikisi de uluslarının müktedir bir pozisyona geçmesi için ellerinden geleni de yapmış. Sert politikaları ve suçlulara karşı genelde ölüm cezası vermesi büyük gelişmelerinde temelini atmıştır. Bugün bilimsel noktamızın hızlanış süreci 2. Dünya savaşında Almanların özellikle yaptığı çalışmalar sayesinde olmuştur. Bugün Rusya halen güçlü ise bunun temelinde de Stalin yatar. Stalin ve sonrasını kronolojik olarak liderler üzerinden ele almış güzel bir eser idi.
Semavi dinlerin öncülü olan Sümer ve Babiller kendisinden sonra sadece bu dinleri değil, toplumları derinden etkileyecek birçok gelişmenin de öncüsü olarak etkilemişlerdir. Eser tanrıların, insanların, yeryüzünün vs yaratılmasını 7 bölümde anlatan, bir solukta okunacak şiir tarzından yazılmış bir eser. Sadece semavi dinlerin değil aynı zamanda Paganist inançlarında doğduğu bu eser, sizleri Kah Antik Yunan’a Kah Antik Roma’ya Kah da İskandinav mitlerindeki efsanevi hikayelerin kökenlerine götürecek. Yahudilerin sürgünde Tevrat’ı yeniden şekillendirerek yazdıkları hemen hemen birçok ayetin kaynağı Sümer ve Babil tabletleri olduğunu göreceksiniz.
Jules Verne geleceği aydınlatan adam derim kendisine. Bu romanı ilk etapta çok durağanken ki bu da daha çok denizcilik terimleri, gemiler, mürettebat vsle ilgili olduğundan sıkıcı ilerliyor. Fakat olay bir başlayınca su gibi akıp gidiyor. Gemilere yol gösteren bir fenerin personelleri 3 ayda bir değişir, bu değişimlerden birinde Korsanlar ele geçirdikleri bir gemi ile bu koya girip, fener personellerinden 2 tanesini katleder. Bir personelde hem hayatta kalmak hem de arkadaşlarının intikamını almak için hayata tutunmaya başlar. Tabii bu sırada oradan geçecek olan gemilerin fenerin ışığından yararlanmasını sağlamakta en büyük amaçlarından biri olacak. Ada da korsanlardan kaçarak yaşarken, fener açık olmadığı için bir gemi alabora olur ve bu gemiden sadece bir mürettebat hayatta kalır ve onu bu personel kurtarır. İşte bundan sonrasıyla birlikte soluksuz bir aksiyon başlar. Bu kadar içerik kafi sanırım. Çok süslü sözlerle ifade etmeyeceğim. Jules Verne gelirsek ben gençlere zorunlu öneriyorum bunu zira kardeşime de bunu zorunlu okutmuştum, ki kendisi sonradan severek tüm eserlerini okudu. Jules Verne'nin eserlerini okumaya başlayınca eve gelen pc'den, elektrikli aletlere kadar hepsinin içini açıp, incelerdi. Makinelere ve özellikle uçaklara ilgi duyması hasebiyle yapması gerekenleri de öğrenince ( doğru ders çalışma vs) bugün, çocukluk ve lise yıllarında merak duyduğu Hava Kuvvetlerine girdi ve uçak motor bakım Astsubayı olarak kariyerine başladı
Ziya Gökalp ’in kaleme aldığı bu muazzam eser her Türk’ün başucunda olmalı ve okumalıdır. Zira düşmanlarınıza karşı güçlü olmak istiyorsanız en başta özünüzü korumanız gerekir. Bundan ötürü de Milli bir kimliğin inşasında nelere dikkat edilmeli bunların iyi bir şekilde tespit edilmesi lazım. Eser geçmişten o döneme kadar geçen süre içerisinde elde olan Kaynak eserlerden yola çıkarak, Osmanlı Milleti algısından sıyrılmak için özümüze dönülmesi adına kaleme alınmış. Bunu yaparken nasıl olması gerektiği konusunda bir rota çiziyor. Ayrıca sadece bir yönden değil, bu inşa süresini ilgilendiren tüm yönlere değinerek, açıklayıcı bir şekilde anlatıyor. Dönemine istinaden ve geçmişe göre özellikle Osmanlı’nın hangi konularda yanlış yaptığını önemli örnekler ve kıyaslamalar ile okuyucuya sunuyor. Türklük özümüz, Atatürk ruhumuz diyorsanız okumanız da fayda var.
2009'da hocamızın tavsiyesi üzerine okuduğum çok güzel bir eserdi. Ondan sonra Jack London'a merak saldım. Antropoloji ve Evrime merak salanlar varsa okumasını tavsiye ederim. İlk insanların nasıl yaşadığını ne gibi bir sosyal hayatları olduklarına dair ilkel piramitleri anlatiyor. Evrimsel süreçte insana yolculuk tadında. Homo Sapiens'in öncüsü olan Neanderthal, Eragtus ve Ergaster gibi Hominidlerin hayatta kalma mücadelesi ele alınmış. Ağaçlarda yaşayan pirimatlar toprağa ayak basınca affalamaya başlıyor fakat bu zorlu süreçte dayanıklılığı arttırmak ve hayatta kalmak için bir takım modifikasyonlar gerçekleştirerek, adaptasyon süreci ile birlikte Homo Sapienslere doğru evriliyorlar. Özellikle modern Homo Sapiens Sapiens yani bizlerin rüyalarında sürekli yüksek bir yerlerde düşmesini aslında ilkel çağlardan kalan bir genetik hafıza olduğunu gösteriyor. Pirimatlarin kendi aralarındaki mücadeleler birtakım araç ve gereçlerinde icaat edilmesini sağlamış. Keyifle okuyacağınız bir solukluk harika eser, herkese tavsiye ederim.
İnsanlar doğası gereği yırtıcı bir hayvan gibidir. Onu sürekli özüne dönmeye zorlayan bir tarihsel geçmiş zamanı vardır. Hayvanlar içersinde kurtlarda tıpkı insanlar gibidir. Evinden kaçırılan ve kızağa sürülen bir kurdun hikayesi anlatılirken, Amerikan'in altın madenleri talan edilmeye başlandığı dönemlerini de gözler önüne seriyor.
Eser ilk etapta girişi Kıbrıs’ın antik dönemden günümüze kadar olan kronolojik sırlamasını veriyor. Sonra da bu evrelerde yer alan ve buraya hükmeden devletlerin tarihlerini kısa kısa vikipedia tarzında iletiyor. Bu anlatımlardan sonra asıl meseleye giriş yapacak, o da Kıbrıs’taki Türklerin Katledilme süreçleri. Ş£refsiz Rumlar, kendilerine tarihleri boyunca ( kendi yönetimleri de dahil) insan gibi yaşama hakkı sunan; refahlarını yükselten, adaleti, huzuru ve her türlü değerli olguyu getiren Türklere karşı inanılmaz vahşetler sergileyerek, son derece dehşet katliamlarla belirttiğimiz olgulara karşılık vermiştir. Bugünde dahil olmak üzere bu kansız ş£refsizler halen aynı görüşteler. Enosis’i ( Yunanistan ile birleşme Mega İdea) gerçekleştirmek için Eoka gibi terör örgütleri kurmaya ve eğitimlerinde bunu temelden çocuklara vermeye devam etmekte. On binlerce Türk’ü kadın çocuk yaşlı demeden katleden bu kansız k@peklere merhamet etmek bana göre Türk Milletine ihanettir. Yabancı bir yazar yazmış olmasına rağmen bunların katliamlarını açık açık dile getirmişken, biz halen bunlara karşı merhametli oluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti düşmanlar tarafından sarılmış durumda. Bunların en önemlileri Amerika, İsrail ve İngiltere’dir. Geri kalan çöplerde bunların piyonu ( Yunanistan, Ermenistan, PKKlılar ve diğerleri) O yüzden devletimizin hızlı bir şekilde Milli silahlar, araç-gereçler ve araçlar üretmesi zaruriyet arz etmektedir. Amerika ve İngiltere Kıbrıs’ta Rum Terör örgütleri ve Yunanlı askerlerin katliamlarını engellemek için müdahale etmek isteyen devletimize karşı tehditkar mektuplar yazmış ve uyarmıştır. Bundan dolayı bir an önce bağımsız ve güçlü bir ekonomiye sahip olmalıdır. Bilimsel gelişmeleri hızlandırıp, bu konuda çalışma yapacak olan her türlü kişi ve kuruluşlar desteklenmelidir. Özellikle savunma sanayi için önemli çalışmaları yapılmalıdır. Ülkemiz düşmanlar tarafından kuşatılmış durumda, içeride istikrarı sağlayıp, Türklük özümüze dönmemiz lazım.
Amerika 1776 Anayasası ile özellikle Thomas Paine'nin teorik çalışmaları ve iç savaşını başarılı bir şekilde geçirerek kurulmuş büyük küresel bir güçtür. Farklı etmolojisine rağmen bir ulus olmaktan çok bir devlet olmayı başarabildiği için bugün küresel anlamda her yere hükmediyor. Yazarın bu eseri ve Amerikan Gücünün Paradoksu üzerine adlı eserlerini şiddetle tavsiye ederim.
Yazarın güncele dair yazmış olduğu hemen hemen tüm öngörüler zamanı geldikçe yaşandı. Uluslararası İlişkiler konusunda çok büyük uzman. Tarihte yaşanmış Siyasi olayların ve Savaşların kökeninde nelerin var olduğu, bunlara bakarak ileri de neler yaşanacağına dair bilgiler sunması son derece önemlidir. Yapmış olduğu değerlendirmeler ve yapılan olaylarla ilgili bir sonraki basamakları ve olayların sonuçlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bir durum karşısında bu duruma bağlı olarak hangi neticelerin ortaya çıkacağına dair yapılan analizler, sizleri derinden etkileyecektir. Özellikle Uluslararası İlişkiler, Siyasal Bilimler, Kamu Yönetimi ve Tarih bölümlerini akademik düzeyde okuyan herkese tavsiye ederim. Şimdiden okuyacak olan herkese iyi okumalar dilerim.
Uluslar, krizleri fırsata çevirebilir mi? Çevirebilirse ne olur? Çeviremezse ne olur? Jared Diamond, Tüfek-Çelik ve Mikrop eserinden sonra seri olarak Çöküş ve Yükseliş eserlerini ele aldı. Bu eserde birkaç ulustan yola çıkarak, bu ulusların içine düşdükleri krizlerden nasıl çıktığını ve nedenli dünya siyasi tarihinde yer ettiğini çok güzel kıyaslamalar ile analiz etmekte. Kişisel yaşantısından örnekler verip, yaşadıkları sorunları nasıl fırsata çevirdiğini anlatıp, işleri rayına koymasını ele aldığı gibi ulusların da içine düştükleri olumsuz durumları kendi lehlerine çevirerek tedrici bir şekilde geliştiklerini gösteriyor. Her ulus ve devlet için kırılma anları var, kimi millet ve devlet bu kırılma anlarında ya tarih sahnesinden silinip gitmiş ya da Almanya ve Japonya gibi yok olmaktan var olmaya hatta ötesine geçip, süper güç olmaya yol almıştır. Eser de bazı devletler üzerinden akılsal çıkarımlar yapıp, özellikle gerikalmış devletlerin bu çıkarımlardan yararlanmaları için çok önemli bilgiler sunmuş. Okuyacak olan herkese iyi okumalar dilerim. Hiçbir suretle sıkılmadan okuyacağınız bana göre 10 üzerinden 10 puanlık bir eser.
Medeniyetleri kuran birçok etmen olmuştur. Özellikle su kaynakları bunların başında gelirken, sosyo-ekonimik gelişim de önemli bir etken olarak yer etmiştir. Pueblo halkını çarpıcı örnekleri ile anlatırken, günümüz medeniyetininde bir gün çökecekğini bu çöküşün ana unsurun yine doğal kaynakların tükenmesi ile kaynaklanacağını öngörüyor. Jared Diamond son yüzyılın çıkardığı değerli bilim insanlarından biridir.
Kuzey ve Güney Arasındaki Gelişim Farkının Nedenleri
Mükemmel bir kitap. Özellikle Hernan Cortes'in Meksika tarafına gidip burdaki yerlileri sistemli bir şekilde katledilişini anlatması ben de çok derin etkiler bıraktı. Bize her anlamda medeniyetin ahkamını kesen Amerikanın kanlı geçmişini, insanlığa sığmayan davranışlarını çok iyi bir şekilde göreceksiniz. Avrupa'dan Yeni kıtaya taşınan hastalıklar yani mikropların yerlileri nasıl kırdığını anlatıyor. Aynı şekilde Tüfeği ve atı bilmeyen yerlilerin topluca imhası insanın kanını donduruyor. Hamile kadınların karnını yaran yankeelerin yaptıklarının hiçbir lisan da tarifi yoktur. Neden diğer yerler geri kaldı da genel de kuzeyliler yükselişe geçti bunları birçok unsura dayandırarak anlatıyor. Gerçekten tavsiye edilecek ender güzel kitaplardan. Eğer iyi bir şekilde okursanız günümüzün gelişmemiş ülkelerini daha iyi anlayabilirsiniz.