İçimizdeki kötülüğün bir kısmını arzumuzun ve dikkatimizin nesnelerine taşırız. Ve o kötülük bize bu nesnelerden doğmuş gibi geri döner. İşte bu sebeple, kötülüğün tahakkümüne maruz kaldığımız mekanlardan soğur ve nefret ederiz. Bu mekânlar bizi kötülüğe hapsedermiş gibi görünürler.