Daniel Keyes’in Flowers for Algernon (Algernona Çiçekler) romanı, zekâ ile mutluluk arasındaki ilişkiyi, insan olmanın özünü ve toplumun farklı bireylere bakışını çok güçlü bir şekilde anlatan bir hikâyedir. Roman hem bilimkurgu hem psikolojik dramdır ama asıl vurucu olan duygusal gerçekliğidir.
1) “Daha zeki olmak” her zaman mutluluk getirmez.
Charlie Gordon zihinsel engelli bir adamdır ve bir deneyle zekâsı olağanüstü düzeye çıkar. Toplumun ona nasıl davrandığını, zekâsı arttıkça fark etmeye başlar. Zekâsı yükseldikçe: İnsanların ona aslında acıdığını, Alay ettiklerini, Onu “eşit biri” olarak görmediklerini anlaması, kitabın en can acıtan noktasıdır.
Zekâ artar, acı da artar. Bu, romanın en temel mesajıdır.
2) Algernon bir aynadır
Algernon isimli laboratuvar faresi, Charlie’nin kaderinin bir ön izlemesidir. Algernon’un deney sonrası zekâsının artması ama bir süre sonra gerilemesi, sonunda ölüm Charlie için kaçınılmaz bir işarettir.
O yüzden Algernon’un ölümü sembolik olarak Charlie’nin de zihinsel düşüşünün habercisidir. Bu sahne, kitabın kırılma anıdır.
3) Charlie’nin yükselişi bir “aydınlanma”, düşüşü ise bir “yuvaya dönüş” gibidir.
Zekâsı yükseldiğinde Charlie:
Bilimde devrim yaratabilecek seviyeye çıkar, Birçok dili öğrenir, Derin psikolojik analizler yapar, Kendi geçmişini hatırlayıp travmalarıyla yüzleşir. Bu dönem aslında insan zihninin sınırlarını gösteren parlak ama yalnız bir zirvedir.
Zihinsel düşüş başladığında ise:
Harfleri unutması, Cümle kuramaması, Arkadaşlık ilişkilerinin bozulması, Kendine doğru düzgün bakamaması, insanın zekâya bağımlılığını, ama aynı zamanda zekâdan bağımsız bir değer taşıdığını hatırlatır.
4) Aşkın trajedisi
Charlie ile Alice Kinnian arasındaki aşk, romanın en duygusal damarlarından biridir.
Zekâ artarken ilişki kurmakta zorlanır, Zekâ azalırken ise ilişkiyi sürdüremeyecek hale gelir. Aşk, bir türlü “aynı seviyede buluşamayan” iki insanın trajedisidir.
5) Toplumsal eleştiri: Farklı olanı anlamıyoruz
Kitap, şu soruları çok sert bir şekilde yüzümüze vurur: Toplum olarak zihinsel engellilere gerçekten saygı duyuyor muyuz? “Bizden farklı” olan insanlara nasıl davranıyoruz? Zekâsı düşük biri sevgiye, saygıya daha mı az layık? İnsanların değeri diplomalarıyla mı ölçülür? Romanın en büyük başarısı: Okuru kendi vicdanıyla yüzleştirmesi.
6) Son mesaj: İnsanın değeri zekâsı değildir
Charlie sonunda zekâsını kaybeder ama duyguları kalır.Arkadaşlık, sevgi, iyi niyet, masumiyet… Roman burada çok açık bir mesaj verir:
> Gerçek insanlık IQ’da değil, kalpte.
7) Neden bu kadar etkileyici?
Çünkü roman aslında hepimizin içinde olan bir korkuya dokunur:
Sevilmemek, Yetersiz olmak, Yalnız kalmak, Anlaşılmamak, En yüksek noktaya çıkıp tekrar düşmek.