Başkarakter Duygu’nun yıllar sonra gelen bir davetle geçmişe dönmesi, okuyucuyu da kendi hayatındaki eksik kalmış hikayeleri sorgulamaya itiyor. Bazen bir mektup, bazen bir suskunluk, bazen de bir bakış nasıl bir ömür boyu iz bırakabiliyor, onu fark ediyorsunuz.
Yazarın anlatımı sade ama duygu yüklü. Karakterler gerçek gibi.. ne fazla idealize edilmişler ne de abartılmış. Her biri içimizden biri gibi.
Eğer bitmemiş cümleler, yarım kalmış duygular ve geçmişin gölgesinde kalan hikayeler seni etkiliyorsa, bu kitap seni içine çekecek. Bazı kitaplar biter ama hissettirdikleri uzun süre bizimle kalır ya, İz işte tam da öyle.