Mustafa Kutlu`nun bu kitabında üç hikaye yer alıyor: "Menekşeli Mektup", "Hacca gidebilmek" ve "Kan Üstüne Kan Damlar".
İlk hikayede psikolojik gel-gitleri olan bir postacının hazin evliliği ile, mektuplarını götürdüğü villa sahibinin eşine duyduğu platonik aşk anlatılıyor.
İkinci hikaye bir otobüs şoförünün Hac seferini dile getirmektedir. Dönüşte kaza geçiren şoföre yardım eden olmaz. En umulmadık yerden uzanan bir el onu memleketine kavuşturur. Kutlu burada ülkemiz insanının tükenmeyen merhamet ve hamiyetine vurgu yapmaktadır.
Son hikaye ünlü Sarıkamış Harekatına katılan ve Ruslara esir düşen iki Türk askerinin macerasıdır. Bunlardan biri hastalanarak ölür, öteki Sibirya`da kaybolur.
Mustafa Kutlu kaleminden yine tadı damakta kalan üç öykü. Üçü de yaşanmış veya yaşanması muhtemel, fazlasıyla bizden. İnsanın içini hem ısıtan hem de üşüten türden.
Yazarın birçok kitabını okumuş biri olarak bu kitabında daha samimi bir dil kullandığını söyleyebilirim. Çünkü yazarımız hem yazmış hem kendi yazdığı karakterleri ve olay örgüsünü yorumlamış hem de okuyucuya yorumlatmış.
Menekşeli Mektup tam olarak menekşe çiçeğinin zarafetini, narinliğini, senede bir gösterdiği güzelliğini taşıyan, gönlünüzde çiçek açtırıp hüzünle solduracak olan mutlaka okunması gereken bir kitap...
Bu kitabı okuyarak, yazarın ifade ettiği gibi "Ahir ömründe bir güzellik yapmış olmanın iç ferahlatan ezgisini dinliyorum."