Anlam boşluğuna kapılmadan, umudun ferahlatan gücünü akılda tutarak, hayatla *kolaya kaçmadan* baş edebilmek, direnmek demektir. Hepsinin ötesinde, ülkenin, dünyanın üstüne kara bulutların çöktüğü zamanlarda, kalb-i selimi, akl-ı selimi elden bırakmamak demektir.
Kemal Sayar, bireysel ve toplumsal ölçekli felaketlerde bile kalp merkezli bir çıkış yolu bulmanın mümkün olduğunu anlatıyor.
Kendini ifade edebilme hürriyeti toplumsal kutuplaşmaları azaltır, mağduriyet ideolojisinin yaygınlık kazanmasını ve buradan siyaset üretenlerin revaç bulmasını engeller. Bu ülke ve bu dünya, aklı bitirmeye yeltenen bombalara karşı, aklın ve kalbin buluşmasıyla kendisini onaracaktır.
Moder hayatın hızına kapılıp kendi iç sesimizi unuttuğumuzu hatırlatan derin ve sakin bir kitap. İnsan ilişkilerinin yüzeyselleştiği çağda bize yavaşlamayı, kalbimizi dinlemeyi ve duygularımızı yeniden sahiplenmeyi öğütlüyor. Günümüz kültürünün dayattığı yapay mutluluklara karşı, gerçek huzurun sadeleşmekte ve içimize dönmekte saklı olduğunu söylüyor. Okurken kendimi hem sorguladım hem de ferahladım. Ruhunu dinlemek isteyen herkese tavsiye ederim.