Şöyle yazmış Montaigne; mızmız dırdırcı insanlar hiç sevmem .Bu adamlar yaşamanın sevinçlerine yan çizer, dertlerine can atar dertlerle kaynaşırlar. Sinekler gibi cilalı pırıl pırıl yerlerde tutunamaz. Pürlü pürüzlü yerlere abanır orada rahat ederler ya da sülükler gibi kara kan içer,kanlı beslenirler.
Hocam az önce mutlu olmak hem haktır, hem de görevdir dediniz hak kısmı tamam da görev kısmını biraz daha açabilir misiniz?
Görevdir, çünkü insanın zorluklara kendisi hazır olduğu kadar çevresinde hazır tutması gerekir, az önce seneca’dan bahsetmiştik. Ne diyordu; hayat size bir anda en kötü şartları getirebilir bunlar karşısında da kendimizi bozmamamız lazım.
Espri yapmaktan çekinmek bir yana bir çok insan kendini ifade etmekten de çekiniyor. Bu bir dert hiç hatasız yaşayıp gitmeye çalışan çok kişi var ,başlarına iş almak istemedikleri için belli vasatı tutturup yola öyle devam etmek istiyorlar. İtiraf etmek gerekirse zaman zaman ben de bu yönde kararlar aldım. Neticede sormak istediğim şu: Hatasız yaşamaya çalışmak tamam ama buna yaşamak denir mi?
Evet okumak bir yetenektir ,çünkü merakla bağlantılıdır, daha önce de dediğimiz gibi merakın kendisi uyandırılabilir; harekete geçirilebilir ama açıktır ki esasen doğal bir yetenektir.