Politik görüşler, bireylerin dünya algısını, değerlerini ve sosyal ilişkilerini şekillendiren önemli faktörlerdir. Politik görüşlerin önyargılarla olan ilişkisi ise genellikle ideolojik ayrılıklar, grup aidiyeti ve medyanın etkisi üzerinden açıklanabilir. Bu ilişki, bireylerin belirli grup üyelerine karşı olumlu ya da olumsuz tutumlar geliştirmesine neden olabilir
Aşırı mükemmeliyetçilik kaygıyı artıran önemli bir faktördür. Kişinin kendisine ve çevresine koyduğu yüksek standartlar, her zaman mükemmel olma isteği ve hata yapma korkusu, kaygının temel sebeplerindendir. Bu nedenle mükemmeliyetçiliğin yönetilmesi, kaygıyı azaltmak için önemlidir. Kişinin hedeflerini gerçekçi bir şekilde belirlemesi, hata yapmayı kabul etmesi ve kendisine karşı daha şefkatli olması kaygıyı kontrol altına almanın yollarındandır.
Kendi kendini eleştiren düşünceler, kaygıyı tetikleyen önemli bir faktördür. Mükemmeliyetçi kişilerde içsel eleştiriler daha yoğundur ve bu durum kaygıyı daha da arttırır. Araştırmalar, içsel eleştirilerin, kişinin zihinsel sağlığını bozabileceğini ve kaygıyı artırabileceğini ortaya koymaktadır.
Mükemmeliyetçi kişiler, kendilerine karşı aşırı eleştirilerde bulunurlar. Bu içsel baskılar, kaygının artmasına neden olabilir. “Yeterince iyi değilim”, “Herkes benden daha iyi” gibi düşünceler, mükemmeliyetçi bireylerin sıkça yaşadığı içsel çatışmalardır. Bu eleştiriler, kişiyi sürekli bir kaygı içinde tutar.
Araştırmalar, kontrol kaybı hissi yaşandığında, kaygı seviyesinin önemli ölçüde arttığını göstermektedir. Mükemmeliyetçi bireylerin, kontrol edemedikleri durumlar karşısında kaygıları daha da tırmanabilir. Bu tür kaygı, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı olumsuz etkileyebilir.
Mükemmeliyetçilik, her durumda kontrol sahibi olma gereksinimini de beraberinde getirir. Ancak mükemmeliyetçi bireylerin kontrol edemeyecekleri durumlar karşısında kaygı düzeyleri artar. Bu kişiler, küçük bir yanlış adımın bile tüm planlarını alt üst edebileceğini düşünerek kaygıya kapılabilirler.
Mükemmeliyetçi bireyler, hata yapma korkusuyla yaşamaya devam ederler. Yapılan araştırmalar, bu tür kişilerin daha yüksek kaygı seviyelerine sahip olduklarını ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklara daha yatkın olduklarını göstermektedir. Hatalar, onların özgüvenlerini ve iç huzurlarını tehdit eder.
Mükemmeliyetçi kişiler, hatalarını veya eksikliklerini kabul etmekte zorlanırlar. Kendilerine karşı oldukça serttirler ve hata yapmaktan aşırı korkarlar. Bir hata yapıldığında, bu durum kendilerini değersiz hissetmelerine yol açar. Hata yapmak, mükemmeliyetçi bir birey için sadece başarısızlık değil, aynı zamanda kişisel bir yetersizlik anlamına gelir.
Mükemmeliyetçi bireylerde stres seviyesi yüksektir çünkü hedefler genellikle ulaşılması çok zor olan beklentilere dayanır. Araştırmalar, mükemmeliyetçilik ve kaygı arasındaki güçlü ilişkiyi ortaya koymuştur. Mükemmeliyetçi düşünceler, kaygı bozuklukları ile ilişkilidir ve stresli durumlarla başa çıkma becerilerini zayıflatabilir.
Mükemmeliyetçi bir birey, kendisinden sürekli yüksek performans bekler. “Her şey mükemmel olmalı” şeklindeki düşünce, kişiyi sürekli bir baskı altında bırakır. Bu baskı, başarısızlık korkusunu artırır ve kaygıya yol açar. Örneğin, bir öğrenci sadece "tam puan" almayı hedeflerse, herhangi bir küçük hatayı dahi büyük bir başarısızlık olarak görebilir. Bu, kaygının artmasına neden olur.