"Bir diğerinin duygularını anlayabilmek için sevgi gerekir kuşkusuz; fakat tutkunun belli bir derecesinde sevgi, sevilen kişinin duygu dünyası da dahil olmak üzere dış âleme hiçbir duyargası uzanmayan, dolayısıyla kulak vermediği ve algılamadığı için de rahatsız edici bir itirazı olanaksız kılan kör bir bencilliğe dönüşüyor."
"Efendim aşağı, efendim yukarı' diye etraflarında dört dönüp duran kadınlardan değil de artık kendimizin efendisi olduğumuzun, kısacası eski köle anlayışları rafa kaldırdığımızın farkındalar mı sence?"
Lou'nun okuduğum ilk kitabı oldu. Başta ben ne okuyorum, dedim. Yazmak istediğini, düşüncelerini, aktarabildiği kadarını açık gizli ne varsa anlamaya çalıştım.
Bir kadının, aşkın çeşitli hallerini keşfetmesiyle ilgili kitap. Gençlik zamanlarımızda, mantığa ve hayatın gerekliliklerine uymayacak insanlara kapılabiliriz. Kriterlerimizin bir önemi kalmaz. "Bu adamla uyuşuyor muyuz, bana saygı duyuyor mu, ilerlemek istediğim yolda ne kadar destek olabilecek" soruları bize düşman olur. Çünkü bu soruların cevapları, ilkel bir çekim duyduğumuz insanla aramızdaki, rasyonel olmayan köprüyü yıkacak nedenleri hatırlatır.