İnsanların görüşünü dar bulduğun zaman kendi kendine Tanrı’nın ülkesinin çok geniş olduğunu söyle; O’nun elleri çok geniştir, O’nun yüreği de çok geniştir. Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama.
Yarı deli bir kral, Nasreddin'i eşek çaldığı için idama mahkûm etmiş. Tam idam edilecekken Nasreddin haykırmış: "Bu hayvan aslında benim kardeşimdir, bir büyücü onu bu kılığa soktu, bir yıllığına bana teslim edilirse bizim gibi konuşmayı öğretirim ona!" Aklı karışan hükümdar sanığa vaadini yinelettirmiş, sonra da hükmünü vermiş: "Öyle olsun! Ama günü gününe bir yıl içinde bu eşek konuşmazsa idam edileceksin." Oradan ayrılırken karısı Nasreddin'in yakasına yapışmış: "Böyle bir şeyi nasıl vaat edebildin? Bu eşek konuşmayacak, biliyorsun. "Tabii ki biliyorum, diye cevap vermiş Nasreddin, ama bir yıl sonra kim öle kim kala? Bir yıl içinde kral da ölebilir, eşek de ölebilir, ben de ölebilirim."
"Kâinat daha iyi yaratılabilir miydi?" "Evet" diyenler, Allah'ın eserine yeterince özen göstermediğini ima ettikleri için, dinsizlikle suçlanıyorlardı. "Hayır" diyenler de, Yüce Yaratan'ın elinden daha iyisinin gelmeyeceğini kastettikleri için dinsizlikle suçlanıyorlardı.
Hiç görmediği kadına aşık olan bi ozan. Avarelikte derinden hissettiğimiz gerçek duygular. En derinden. Ve uzaktan aşk. Katlanılması ne kadar zor. Türlü kıyafetler içinde olan yapay sözlerden uzakta o sevgi ve yansımaları, burada yakında. Benimle hep benimle. Ay ve güneş gibi. İlkbahar ve sonbahar gibi. Uzakta ama yanımda. Böyle bir his. İkliminde yeşillendiğim bi dünya o. Büyüyor ışık ışık. Uzakta. Hisler ne kadar benzer. Gerçek ve katışıksız. Ruhlar ne kadar benzer. Uzakta. Ama yanımda. İçimde. Ellerimiz uzandı sanki birbirine. Uzakta ama yakında.