Toprak mülkiyeti diye bir şey olamaz. Alınıp satılamaz toprak. Su gibi, hava gibi, güneş ışığı gibi herkesindir toprak. Toprak üzerinde de onun insanlara verdiği her şey üzerinde de herkesin eşit hakkı vardır.
Mal, birkaç kişinin elinde birikti mi, ellerinden alınır. Başka bir gerçek daha: Halkın büyük bir kısmı aç ve çıplak olunca, istediğini zorla alır. Ve bütün tarih boyunca haykıran küçücük bir gerçek daha: Baskı, ancak baskı altındakileri güçlendirir ve birbirine bağlar.
Her birimiz acılarımızla birlikte yürüyen, acılardan oluşmuş bir geçit töreninin başında giden davuluz... Ve bir gün bu ıstırap ordusu aynı yönde yürüyecek.
İçimden bir ses, “Halkın önüne düş!” diyor, fakat şimdi de onları nereye götüreceğimi bilemiyorum." “Sen de onları, oldukları yerde döndür dur,“ dedi Joad. “Sulama hendeğine sok. Senin gibi düşünmezlerse ahirette yanacaklarını söyle. Ne diye halkı götürecek yer arıyor duruyorsun? Onların önüne düş, yeter."