'Bazıları, seksi bastırılmış duyguları dışa vurmak ya da kontrol edilemez duygularını yatıştırmak için kullanmıştı.Bazıları, hayal dünyalarının derinliklerine gömülmüş eski travmaları yeniden yaşayarak sorunlarının üstesinden gelmek için bir arayış içindeydiler.'
'Herkes bir arkadaşın acısına ortak olabilir, fakat bir arkadaşın başarısındaki mutluluğu paylaşmak için soylu bir karaktere, gerçekten hakiki bireyci karaktere sahip olmak gerekir.'
'Birisini en yakın arkadaşı olarak görmek, her zaman ona duygusal olarak çok yakın olmak değildir, fakat her zaman ona karşı açık ve dürüst olmak demektir: Birçokları için hakiki arkadaşlığın anlamı buradadır.'
“Kadınların akılları var, kalpleri olduğu gibi ruhları da var. Ve hırsı var ve yeteneği kadar güzelliği de var. Aşkın bir kadına yakıştığını söyleyen insanlardan bıktım. ”
'-Kızının o adamla evlenmesi hakkında ne düsünüyorsun? -Temiz bir çocuk , mutlu bir evlilikleri olur. Kızımın zengin bir adamla evlenmesindense onu çok seven, kalbi ve iç dünyası zengin, iyi bir adamla evlenmesi beni memnun eder.'
'Başka bir biçimde yaşayabileceğini düşünmeye cesaret edemiyorsun: Koyun gibi güdülmek yerine özgür yaşamak, taktikler uygulamak yerine açık davranmak, bir hırsız gibi gecenin karanlığında sevmek yerine açık açık sevebilmek düşüncelerine yer vermiyorsun kafanda. Kendini küçümsüyorsun, Küçük Adam.'
'Hedefe ulaşmak için her türlü aracın, adi ve alçakça aracın da mubah olduğunu sanıyorsun. Hedef, ona ulaştığın yoldur. Bugün atacağın her adım, yarınki yaşamındır.'
'Hormonların olmadığı bir dünyada da birlikte olmaktan keyif alacağın biriyle evlen. Yıllar gitgide hızlanacak ve sandığından daha kısa zamanda o dünyada yaşıyor olacaksın.'
"Evsizler, modern toplumun son özgür insanlarıydı. Kredi kartları yoktu. Çek defterleri yoktu. Arabaları yoktu. Cep telefonları yoktu... Her bağlantının, her telefon görüşmesinin, her hareketin kayda alındığı bir dünyada, arkalarında iz bırakmayan tek grup onlardı."
Seni böyle seversem asarlar beni Bir deniz fenerinin söndüğünü görürsün Evlerine kapanır gemiler Sis basar bütün limanları Seni böyle sevdiğimi bilseler Asarlar beni Yokluğunu anlatırlar önce bir güzel Dudaklarım çatlayınca susuzluğuna Sabah beş buçukta ipe çekerler Seni böyle sevdiğimi bilemezler Bilseler de bilemezler Ay batar Gün doğar Yer oynar yerinden Duyamazlar..
Tamamlanmamış bir cümledir insan. Yalnızlığıyla bile bir araya gelemeyecek kadar ıssız. Bütün bunlara rağmen hayat, yine de anlamlı bir cümle kurabilme isteğidir. İnsanın kendini tamamlayabilmesi isteği. Zaman içinde aşınmış, her şeye kırgın bir ruhun kendini onarabilme çabasıdır.
Canları istediği gibi seks yapabilmelerine rağmen Cesur Yeni Dünya’daki bedenler tuhaf bir şekilde ruhsuzdur, ki bu da Huxley’in değindiği noktalardan birinin altını çizer; Her şeyin ulaşabilir olduğu bu dünyada hiçbir şeyin değeri yoktur
‘Fakat aşk, ancak bedenin karanlığında acı içinde gelişen bir cenin olmaktan çıkıp kendini dudaklarla ve nefesle itiraf etmeyi göze aldığında gerçek aşk olur…’
‘İnsanlar, kadının kalbinin tam ortasından delindiğini algılayabilseler de, yaralandığını gösteren belirtiler karşısında bilerek ya da bilmeyerek kör kalabilirler.’
‘Kadınlar yirmili yaşlarına gelmeden önce bin kez ölmüşlerdir. Şu ya da bu yöne gitmişler ve engellenmişlerdir. Engellenmiş umutları ve düşleri de vardır. Aksini söyleyen hala uykudadır.'
'Hayat dediğin uzun bir yol. Ve bu yolda seninle beraber yürüyen insanlar var , yolda kaldığın zaman sana yardım edebilmek için. Yolda rastladıkların var, yanındakilerin kıymetini daha iyi anlayabilmen için. Yoluna taş koyanlar var, yürüdüğün yolu zehir etmek için. Bir de seni yarı yolda bırakanlar var, kendi başının çaresine bakabilmeyi öğrenebilmen için. Herkesin kendi doğrusu var ve herkes kendine göre haklı bu hayatta...'