Petersburg’un aydınlık yaz gecelerinde geçen, yalnızlık ve platonik aşk üzerine melankolik bir hikayedir. Toplumdan uzak, hayalperest bir genç ; Nastenka adlı genç bir kadınla tanışır ve kısa sürede ona derin duygular besler. Ancak Nastenka geçmişine ve beklediği adama bağlıdır. Birkaç gecelik yakınlık, genç adama kısa bir mutluluk sunsa da hikaye, karşılıksız sevginin acısıyla ve insanın yalnızlığıyla yüzleşmesiyle son bulur.
Yazarın ilk dönem eserlerinden olan Beyaz Geceler, dünyanın en sıradan hikâyesini bile yüzyıllar boyunca okutan ve üzerine düşündüren bir güce sahip. Üç gecelik bir aşkı sayfalarca okutabilmesi, bu metnin ne kadar ustaca bir kalemden çıktığını açıkça gösteriyor. Diğer eserlerine kıyasla bunu daha az sevdiğimi söyleyebilirim; ancak bunun sebebi aşk temalı metinleri çok tercih etmemem olabilir. Yoksa eseri eleştirmek haddime değil. Ayrıca Dostoyevski’nin kitaplarında sıkça karşıma çıkan bir durum var: erkek karakterlerin daha sadık, kadın karakterlerin ise daha ikiyüzlü ve sadakatsiz çizilmesi. Beyaz Geceler de bu düşüncemi destekler nitelikteydi. Yanlızlık , umut, aşk temalı olan kitap klasik severlere tavsiyedir .