Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi, insan varlığınnı en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar. Sanat şubeleri içinde edebiyat, bu ifadenin zihin unsurları en zengin alanıdır. Bunun içindir ki bir milletin, diğer milletler edebiyatını kendi dilinde, daha doğrusu kendi idrakinde, tekrar etmesi; zeka ve anlama kudretini o eserler nisbetinde arttırrnası, canlandırması ve yeniden yaratmasıdır. İşte tercüme faaliyetini, biz, bu bakırndan ehemmiyetli ve medeniyet davamız için rnüessir bellemekteyiz. Zekasının her cephesini bu türlü eserlerin her türlüsüne tevcih edebiimiş milletlerde düşüncenin en silinmez vasıtası olan yazı ve onun mimarisi demek olan edebiyat, bütün kütlenin ruhuna kadar işiiyen ve sinen bir tesire sahiptir. Bu tesirdeki fert ve cemiyet ittisali, zamanda ve mekanda bütün hudutları delip aşacak bir sağlamlık ve yaygınlığı gösterir.