"Hayal kırıklığı bir yönüyle insanın kendi sınırlarını yeniden çizmesidir, çünkü her kırılma, kişiye nerede fazla açıldığını, nerede fazla beklediğini, nerede hak etmediği bir değeri fazlaca verdiğini gösterir. İnsan o an anlar ki, aslında kimse onu yaralamamıştır; o, kendi iç kapılarını ölçüsüzce aralamıştır. Bu yüzden hayâl kırıklığı dışarıdan gelen bir darbe değil, insanın kendi içindeki terazinin yeniden ayarlanmasıdır. Sessizce büyür, hızlıca sarsar ama sonunda insana daha sağlam bir kendilik duygusu bırakır. Sağlam bir öğreticidir bu manâda."