3. Bölüm

Saltanatın şakası bölüm 3

39 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
📜 Saltanatın Şakası – Bölüm 3


---

Yıl 1601’in sonu.
Sonbahar yerini kışa bırakmış, gökyüzü hanlığın üstüne tüm felaketleri yollamakta kararlı.

Sarayda oturan imparator, hâlâ sıcak suyunu yudumlarken, bir vezir içeri girer:

— Efendim... sel bastı.
— Hangi sel?
— Her yer efendim. Pazar yerinden saray kapısına kadar...
— Vergi dairesine uğradı mı?
— Maalesef. Belgeler yüzüyor.

İmparator derin bir iç çeker:

— Belki bu belgeler deniz aşırı zenginliklere ulaşır...
— Efendim... sizin vergi kayıtları onlar.
— Ben zaten o vergileri hayal gücümde topluyordum.

Tam o anda başka bir vezir girer:

— Efendim, dağdan çığ düştü!
— Kaç kişi kurtuldu?
— Dağ hariç herkes kaçtı.
— Dağ niye kaçmadı?
— O... sabit kaldı efendim.

Saray titrer. Yerden bir uğultu yükselir. Herkes durur.

— Efendim!
— N’oldu?!
— Deprem efendim!
— Yok lan o ben ayağa kalktım, sandalyem gıcırdadı.


---

Halk Ayakta

Hanlığın halkı, artık bunalmıştır.
Sarayın önünde pankart açılır:
"Süper güç müyüz, süpürge miyiz?"

Vezir, halkla konuşmaya çalışır:

— Arkadaşlar... biz de zor durumdayız.
— Senin sıcak suyun var!
— Benimki de soğuk... biraz bekleyince ısınıyor.
— Biz artık saman bile yiyemiyoruz!
— Onu da saraya götürüyoruz zaten...


---

İmparator’un Büyük Planı

İmparator, sarayda vezirleriyle oturur:

— Bu sarayı yıkıyoruz.
— Nasıl yıkıyoruz efendim?
— Samanla yenisini yapacağız.
— Efendim, saman ithal artık.
— O zaman düşman krallıktan borç alıyoruz!

Vezirler birbirine bakar:

— Efendim, bu bize pahalıya patlar.
— Ama onların bize güveni tam!
— Hayır efendim, onlar bize güvensizlikle güveniyor.


---

Düşman Krallık – Aynı Gün

Gösterişli tahtta oturan düşman imparator, yeni planını anlatır:

— Bu hanlık artık yok olacak.
— Efendim, onlar sizden borç istiyor.
— Verin! Verin ki çöksünler.
— Ne kadar efendim?
— Her şeylerini alsın. Borcun faizi bile onları yıkmaya yeter.
— Bir de diken gönderelim mi?
— Evet. “Acıyı önceden hissetsinler.”

Elçi hazırlanır. Elinde bir kese diken.
Bir de kâğıt: “Borcu öde, acıyı çekme. Ödemezsen... yandın.”


---

Hanlık – Gece Vakti

İmparator gelen elçiyi dinler.

— Yüksek faizli borç… ve diken mi?
— Evet efendim. Dikenleri meydana assınlarmış.
— Bunu meydanın ortasına değil, hafızalara asın.

İmparator pencereden dışarı bakar. Kar başlamıştır.

— Vezirlerim… artık biz de savaşacağız. Ama önce... borçla ayakta kalacağız.
— Efendim, bu intihar olur.
— Hayır… intihar gibi görünür, ama aslında içeriden yıkım planı!


---

Casus Görevi

İmparator gece vakti iki kişilik özel casus timini çağırır.

— Gideceksiniz.
— Nereye efendim?
— Düşman krallığa. Onları içeriden bitireceğiz.

Casuslardan biri sorar:

— Ne yapacağız orada?
— Karışıklık yaratın. Vergi defterlerini değiştirin.
— İsimler?
— Karıştırın. Mesela biri "Tavuk" vergi vermişse "Fil" yazın.

Casuslar çıkar.
Biri yanlışlıkla başka krallığa girer ve orada vezir olur.
Diğeri hâlâ haritaya bakmaktadır.

— Lan hanlık neredeydi ya?


---

Samanla Saray

Kar fırtınası altında yeni saray inşası başlar.
İmparator dışarıdan seslenir:

— Bu saray devlete değil, hayallere dayanacak!

Vezir:

— Efendim, samanlar ıslandı.

— Kuruturuz.
— Soğukta mı efendim?
— Yakarız.
— Saray yanarsa?
— İşte o zaman gerçekten halktan oluruz!


---

Kapanış Sahnesi

Bir sabah hanlık uyanır.
Yeni sarayın kapısına bir not asılmıştır:

“Bu devlet ciddiyetle yönetilemez.”

İmparator gözlerini kapatır:

— Ama şaka gibi yaşamaya devam ederiz...


---

📌 Saltanatın şakası devam ediyor…
Bölüm 4’te: Casusların başına neler gelecek?
Borç faizi halkı mı yakacak?
Yoksa sarayı mı?
Ve... süper güç gerçekten bir efsane mi?

Bekleyin.
Çünkü bu saltanat, şaka gibi değil; şakanın ta kendisi.

Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar