Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat

(3 kişi)
Kitabı değerlendirin

2

Takip

4

Beğeni

3

Okuma

430

İzlenme

Tanıtım Yazısı
Modern dünyanın yaşam pratiğinde birbirinden ilginç insan ilişkilerinin tanığıyız. Nereye varacağımızın kaygısıyla bir yandan geleceğimizi kurgularken belki bunun tam aksine, gündelik yaşamın hengâmesinde kaybolup gidiyoruz. Yaşama serüveninde insan ile onun kendi varlığını tanıma aracı öteki olanla ilişkileriyse bilimlerin sınırlarına gelmeyecek çeşitliliktedir. Edebiyat metinlerini okumak, insanın kendisini kuşatan evreni ve evrensel yolculuğundaki yol arkadaşlarını yakından görmektir bir bakıma. Nermi Uygur’un deyişiyle “Yazar bambaşka kişileri de anlatsa, binlerce yıl önceki olayları da deşse, uyduruksal kişileri de incelese, okuyana büsbütün yabancı eylemleri de sayıp dökse, bir tek canlıdan söz etmeyip rastgele nesneleri bile tasvir etse, gene de okuyucu, okumasıyla kendi üzerindeki bilincin karanlıktan sıyrıldığını, düşünce ve yeti sınırlarının seçikleştiğini, sözün en geniş anlamıyla duygu yaşayışı bakımından ayıklığa kavuştuğunu içten kavrar.” İnsana dönük edebiyat metni, insanın yaşamla bağını kurarken imgesel diliyle de zamanın elinden tutarak yaşayandır.

Hasan Öztürk, nispeten kısa yazılarından oluşan Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat adlı dokuzuncu kitabında, insan yaşamının türlü biçimlerinin edebiyat metinlerine yansıma durumlarına ve edebiyat ile zenginleşmesine bakıyor. Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat kitabında; mutluluk arayışı, çevre bilinci, şiir tutkusu, hüznün esenliği, eleştirideki ölçü, değer bilmek, yazma kaygısı, suç ve günah keçisi, dil özeni, edebiyatın özgürlüğü, feminist sanat, kendimiz olabilmek vb. insanî durumlar, anlaşılır bir dille okurun gündemine getiriliyor. Kitabın, okuruyla buluşturduğu çok sayıdaki isimden Şeyh Galip, Halit Ziya, Tanpınar, Sait Faik, Haldun Taner, Ahmet Cemal, Latife Tekin, Novalis, Rilke, Van Gogh, adlarına yazı başlığı açılanlardır. Başka okumalara açık Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat, yazılan metnin yazarıyla sınırlı kalmayıp da okunarak değer kazandığına tanıklık eden kışkırtıcı bir kitap
Tür: Edebiyat
Yayınevi: KDY
ISBN: 9786253919498
Sayfa: 248s.
Kapak: Karton Kapak
Tarih: 28.11.2024
Kağıt Tipi: Kitap kağıdı

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Okuma Durumları
Okuyacağım (1):
Okudum (3):
İncelemeler ve Alıntılar
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat kitabı hakkında sen ne düşünüyorsun?
#Yaşam - @rabiarslan
Alıntı
3a
Mutluluğu kaybettiğin yerde arama.
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.080
@melisaarslan
İnceleme
4a
Hasan Öztürk’ün Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat adlı eseri, yalnızca bir deneme kitabı değil, aynı zamanda bir edebiyat yürüyüşünün, düşünsel bir iç yolculuğun iz düşümü. Her bir yazıda hayatla edebiyat arasındaki geçişgenliğe tanıklık ediyoruz. Hasan Öztürk, yaşadıklarını yazıya dönüştürürken, yazdıklarıyla da hayatı yeniden anlamlandırıyor.

Kitap, tek bir konuya saplanmadan mutluluk, çevre, dil, sanat, birey, toplumsal yapı gibi birçok meseleyi içten ve derinlikli bir biçimde ele alıyor. Edebiyata tutkuyla bağlı birinin kaleminden çıkan bu metinler, okuyucuyu yalnızca bilgiyle değil, duyguyla da besliyor.

Öztürk’ün denemeleri, didaktik değil, aksine davetkar. Okuyucuyu sorgulamaya, düşünmeye, hatta itiraz etmeye çağırıyor. Yazının okurla tamamlandığını hatırlatıyor sık sık. Bu yönüyle, metinler yalnızca okunmuyor üzerine düşünülüyor, altı çiziliyor, tartışılıyor.

Kitabın en dikkat çeken bölümlerinden biri, hayali bir “yazarlar masası” kurarak farklı dönemlerden edebiyat ve sanat insanlarını aynı metinde buluşturması. Halit Ziya ile Rilke’yi, Tanpınar’la Van Gogh’u bir araya getiren bu sayfalar, okuru sadece edebi değil, zihinsel bir diyaloğun da içine çekiyor.

“Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat”, her yaştan ve her birikimden okura seslenebilecek bir kitap. Ama özellikle kalemiyle hayata temas etmek isteyenler için ayrıcalıklı bir kaynak niteliğinde. Çünkü Öztürk, yazmayı bir eylem olarak değil, bir varoluş biçimi olarak görüyor.
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.640
@rabiarslan
Alıntı
4a
Jack London, Adem’den önce kitabında şaşılacak bir sanat olayından söz eder. Garip yaratıkların oluşturduğu kalabalık ormanlık arazide dolaşırken birisi yerden bir sopa alıp bir kütüğe vurmaya başlayınca orada hemencecik bir tür ritim uydurmuş olur bu eylemiyle. Dağınık kalabalık anlık ritme uyar ve ritim onlarda yumuşatıcı bir etki uyandırır. Kendilerini etkileyen ritmin tesiriyle hey-hey toplantılarını çoğaltan kalabalık, önceki yaşantılarının ”ne kadar amaçsız ne kadar başıboş” olduğunu anlamış olurlar. Ritim kaybolduğunda tekrar saçma sapan gürültülerine dönen kalabalık için ritim eşliğindeki bu hey-hey toplantıları ”yeni yeni doğmaya başlayan bir sanat” oluşmuştur artık.
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.028
#Yaşam - @melisaarslan
Alıntı
4a
1/2 Yaşam, büyüsünü kaybetti ve insan nesneleştirildi. İnsan ruhunun sığınağı doğa, çıkar uğruna tahrip edildi ve insan, gündelik yaşamın içinde sıradan bir tüketim aracına dönüşebilsin diye sanat onun yaşamından bile isteye kovuldu.
248'in 207. sayfasında
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.663
#Yaşam - @melisaarslan
Alıntı
4a
1/1 İçeriği boşaltılan bir dünyada yaşıyor olmanın sıkıntısıyla her geçen gün teknik aklın yetersizliğiyle daha yakından ve çok yüzleşiyoruz. Aydınlanma aklının kılavuzluğunda gelişip büyüyen dünya, organik yapısını yok ederek mekanikleşti.
248'in 206. sayfasında
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.651
@melisaarslan
Alıntı
4a
1/4 İşte o gün bu gündür karıştırır erkekler de kadınlar da Güzel olan’la Çirkin olan’ı birbirine. Yine de Güzelliğin yüzüne bakınca üzerindeki giysiye aldanmadan, onu hemen tanıyanlar olduğu gibi Çirkin olan’ı yüzünden tanıyan ve altında gizlendiği örtülere kanmayan keskin görülü insanlar da vardır.
248'in 45. sayfasında
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.503
@melisaarslan
Alıntı
4a
1/3 Çıplak kalmayı çok utanç verici bulduğu için de çaresiz, Çirkinliğin bıraktığı giysileri giymiş üzerine ve o da kendi yolunu tutmuş.
248'in 45. sayfasında
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.459
@melisaarslan
Alıntı
4a
1/2 Bir süre sonra Çirkinlik, kumsala çıkmış ve Güzelliğin giysilerini giyinip kuşanarak kendi yoluna gitmiş. Neden sonra Güzellik de denizden çıkmış ve bulamamış bıraktığı yerde giysilerini…
248'in 45. sayfasında
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.464
@melisaarslan
Alıntı
4a
1/1 Günlerden bir gün Güzellik’le Çirkinlik karşılaşıvermişler denizin kıyısında. Biri ötekine, ‘gel yüzelim denizde’ demiş. Ve bunlar üzerlerindekileri çıkarmış, başlamışlar suları kulaçlamaya.
248'in 44. sayfasında
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.485
#Bugün - @melisaarslan
Alıntı
4a
Kendi yaşamı karşısında seyirci konumu almak, insana her şeyden önce tüm yerleşik yargılarını, kökleşmiş düşüncelerini yeniden sınama fırsatı verir.
248'in 174. sayfasında
Yazdıkça ve Yaşadıkça Edebiyat
Hasan Öztürk - KDY - 28.11.2024
1.681