Dinle, hic?bir s?ey duyulmazken ne duydug?unu dinle
Paul Valéry’nin bu tavsiyesine uyup dinleyebilir miyiz sessizliği yoksa yaşadığımız gürültü çağında unuttuk mu ne olduğunu? Bugünlerde birçoğumuz için sessizlik doldurulması gereken tekinsiz bir boşlukken, kimilerimiz de sessizliğin hikmetini yeniden öğrenmeye çalışıyor.
Fransa’nın yaşayan en önemli tarihçilerinden biri kabul edilen Alain Corbin gürültünün mekândan uzaya her yeri işgal ettiği bu çağdan hareketle, sessizliğe eğitici bir değer atfedilen, konuşmanın nadide görüldüğü çağlara bakıyor. Sessizlik sesin yokluğu değil de meditasyonun bir koşulu olarak çıkıyor karşımıza, tefekkür ve derin düşünüş olarak; sözün tezahür ettiği içsel bir yer olarak...
Sessizliği deneyimleme biçimlerinin, sessizlik arayışlarının muazzam çeşitliliğini ve geçirdikleri evrimi edebiyat ve düşünce metinlerine, resim ve sinemaya atıflarla irdeleyen Corbin sessizliğin tarihi üzerine bir ilk çalışma olarak gördüğü bu kitabında, insanın sessizlikle ilişkisinin yaşam için ne kadar kurucu olduğuna dair önemli ipuçları veriyor.
Ölüm sessizliği olarak nitelenen şey ancak yaşayanlar için bir anlam taşır. Buna karşılık (ölüm sonrası) ölümü kefen gibi sarmalayan, hatıralarla beslenen bir sessizlik skalasından oluşur. Öncelikle birisinin ebediyen sustuğu odanın sessizliği kendini dayatır. Sonrasındaysa ölen kişinin yakınları ölünün şahsi eşyalarının sessizliğinin bilincine varır.
Birlikte susmanın zevkine varan, yan yana susmanın, uzun uzun yürümenin, gitmenin, sessiz yollar boyunca sessizce yürümenin keyfini çıkarır onlar. Birlikte susabilecek kadar birbirini seven iki dosta ne mutlu
Dudakları ayırıp da ruhları birleştiren o sessiz dakikaları hangimiz yaşamadık ki? Daima o anların peşinde olmalıyız. Aşkın sessizliğinden daha uysal bir sessizlik yoktur ve sadece bize ait olan tek sessizlik de odur.
Birine onu sevdiğimi söylediğimde karşımdaki belki başka çok sayıda kişiye de söylediğim bu sözün farkını anlamayacaktır ama bu sözü izleyen sessizlik, onu gerçekten seviyorsam sessiz bir kesinliğin doğmasını sağlayacaktır.
Olur da bir an için ruhunuzun meleklere mekan olan derinliklerine dalarsanız derinden sevdiğiniz varlıkla ilgili en başta hatırlayacaklarınız onun sözleri ya da davranışları değil, birlikte yaşadığınız sessizlikler olacaktır zira aşkınızın ve ruhunuzun niteliğini ortaya koyan tek şey bu sessizliklerin niteliğidir.