Rus devriminin üzerinden yüz yıldan uzun süre geçmesine rağmen Sovyetler Birliği’nin çalkantılı tarihi bizi büyülemeye ve küresel siyaseti etkilemeye devam ediyor.1917 devrimine kadar Rus hükümetindeki radikal değişimi teşvik eden toplumsal gerilimleri ve siyasi tutarsızlıkları açıklayarak başlayan bu kısa tarih 1920’lerde yeni ekonomik politikalar ve Stalinist düzende kaydedilen ilerlemeyi kapsamlı şekilde aktarıyor. Stalin sonrası liderlerin Stalin’in yöntemlerini kullanmadan ancak geçmişi de açıkça reddetmeden Batı ile barış içinde yaşamak için nasıl mücadele ettiklerini gösteren bölümlerin ardından, rejimin beklenmedik çöküşüne ve Sovyet sisteminin bir ürünü olan Vladimir Putin’in yükselişine ışık tutuluyor.“Eğer Stalinist olsaydım, bu kitabı okumayanları Gulag’a göndermeli demezdim ama bir iki yıl iyice yeniden-eğitmeli derdim.”- Slavoj ?i?ek
SSCB ile ilgili net bilgiler elde edeceğiniz akademik bir eser. Dili sade ve akıcı olduğu için sıkılacağınızı sanmıyorum. Stalin ve Hitler’in çok ortak noktası var ki bunlardan en önemlisi halefleri veya kendi dönemindeki liderler gibi temelden sağlam yetişmiş kişiler değil. Kısacası avamdan gelmiş kişiler olması hasebiyle devletlerini daha çok şiddet üzerine inşaa etmişler. Lakin şöyle bir noktada da var ikisi de uluslarının müktedir bir pozisyona geçmesi için ellerinden geleni de yapmış. Sert politikaları ve suçlulara karşı genelde ölüm cezası vermesi büyük gelişmelerinde temelini atmıştır. Bugün bilimsel noktamızın hızlanış süreci 2. Dünya savaşında Almanların özellikle yaptığı çalışmalar sayesinde olmuştur. Bugün Rusya halen güçlü ise bunun temelinde de Stalin yatar. Stalin ve sonrasını kronolojik olarak liderler üzerinden ele almış güzel bir eser idi.