Yazarın, farklı kapak tasarımıyla daha önce yayımlanan diğer romanları gibi bu eser de ilk baskısı veya tefrikasından yararlanılarak yayına hazırlanmıştır. Okurun dönemin dilini ve Güntekin`in üslubunu anlayabilmesi açısından, editoryal müdahale yapılmayıp sadece baskı hataları düzeltilmiş ve gerekli dipnotlar eklenmiştir. Kavak Yelleri ilk kez 1950 yılında Yeni İstanbul gazetesinde 1 Haziran-7 Eylül tarihleri arasında tefrika edilmiştir. Ancak yazarın ölümünden sonra 1961 yılında kitap halinde yayımlanmıştır.
"Fakat Bir an geliyor ki, iddia ettiğim perişanlığa rağmen dümeni elimden bırakmadığımı; o düşünceleri, garip bir sessizlikle, muayyen hedeflere doğru sürerek aşındırmaya ve korktuğum bir tehlikeyi önlemeye savaştığımı dehşetle görüyorum."
Geçen ay sahafta karşıma çıkmıştı. Bu tarz keşifler beni hiç yanıltmıyor. Harika bir kitap seçmişim. Aynı isimli diziyle bir bağlantısı olabilir diye düşündürmüştü başta ancak hiçbir alakası yok.
1920-30'lu yıllarda, Istanbullu bir doktorun Anadolu'ya tayinin ardından, orada geçirdiği hayatını ve kişiliğinin ne yönde etkilenip değiştiğini anlatıyor esas olarak.
Konusu gerçekten zengin bir şekilde oluşturulmuş çünkü karakter çeşitliliği var ve tekdüze, stock karakter türünde değiller.
"Böyle müstesna çöküntü zamanlarının karakteristiği, kendini olduğu gibi bir takım serseri düşüncelerin dalgalarına bırakmaktır gibime gelir. Onlar, artık insana nereye isterlerse oraya sürüklerler, çarparlar."
"Holdeki köşemde, kendimi bir istasyonda ne zaman, nereden geleceği ve nereye götüreceği bilinmeyen bir treni bekleyen bir yolcu gibi görmekten kurtulamıyordum."