Ne tuhaf şu dünya! Birtakım maddi maddi sebepleri bilinmekle beraber, daha önce bilinmeyen meçhullerden geliniyor, doğuluyor, büyünüyor, bir zaman bir arada haşır neşir olunuyor, birbirine alışılıyor, sonra yavaş yavaş dağılınıyordu. Bütün bunlar nasıl da ağır ağır, alıştıra alıştıra oluyordu. Ezellerden ebedlere bitmez, başı olmayan bir yolculuk!
Bana kalırsa, izah tarzlarımız yanlış. Bana öyle geliyor ki, ne alın yazısı, ne yazan, ne yazılan, ne de yazılmış bir şey var. Olmakta olan, boyuna şekil değiştirerek akıp giden, başsız ve sonsuz bir oluş. Bu oluş içinde ferdin sevinci yahut kederi…