Luan Starova, babasının düzeni bozulmuş kitap ciltlerinden birinin içinden kendisine seslenmesiyle başlıyor yolculuğuna. Babamın Kitapları, kaybedilen babanın ardından, geri gelmeyecek zamanı ve hafızayı kurtarma çabasının resmî geçidi. Babanın hatırası sadece bir kişinin değil, tasfiye edilmiş Osmanlı’nın ve Balkanlar’ın çokkültürlü geçmişinin de bir hatırlanışına dönüşüyor. Babanın kitaplığı, Stalinizm Balkanlar’ı boyunduruk altında tutarken Lenin’den Komünist Manifesto’ya, Kuran’dan Talmud’a her şeyi ve hayattan dışlanmışları bir araya getiriyor. Balkanlar’da köklerinden koparılmış sürgün bir ailenin tek mirası, geçmişe çapası bu kitaplar. İstanbul’dan Kahire’ye uzanan Doğu hayalinde bir araya gelen, sahaflardan tek tek toplanmış ciltler, bu yıkımı kayıt altına alıyor. Babamın Kitapları, usta yazar Luan Starova’nın babasının şahsında veda edilemeyen tüm babalar için bir anıt olarak yükseliyor.
Babam öldüğünde, bu dünyada kalan bütün maddi malları içinde kitaplar, bir daha asla geri gelmeyecek bir zamanı belki de en iyi açıklayan şeyi oluşturuyor
Babamın satın aldığı her yeni kitaba annemin önce, sınırlı bir mekanda yaşadığımız, sonra da, ailenin bütçesinde kısıntıya sebep olduğu için kızmasının gerekçeleri tahmin edilebilir.