Etik evre, taahhüt etmenin mutlak değeri evlilikle doğrulanırsa, en üst evreye, dinsel evreye geçişi sağlayabilir. Evlilik; o durumda aşkta başıboşluğun tehlikelerine karşı toplumsal bağın sağlamlaştırılması olarak değil, gerçek aşkı asıl gitmesi gereken yere yönlendiren bir şey olarak görülür. "Benlik kendi saydamlığı içinden onu ortaya koyan gücün içine daldığında", demek ki benlik aşk deneyimi sayesinde kendi tan-risal kökenine uzandığında, aşkta son bir dönüşüm yaşanabilir. Aşk artık bir ayartma olmanın, evliliğin ağırbaşlı aracılığının ötesinde, üstinsana ulaşmak için kullanılacak bir araçtır.
"Aşkı yeniden icat etmeli" tümcesini Rimbaud'dan alıyorsunuz, aşk anlayışınızda sırtınızı birçok ozana ya da yazara dayıyorsunuz. Ama oraya gelmeden önce, belki de felsefecileri sorgulamak gerekiyor. Kaldı ki aranızdan pek azının aşkla gerçek anlamda ilgilenmesine şaşıyorsunuz, ilgilenenlerin anlayışı da çoğunlukla sizinkiyle örtüşmüyor.