Mustafa Kutlu kaleminden yine tadı damakta kalan üç öykü. Üçü de yaşanmış veya yaşanması muhtemel, fazlasıyla bizden. İnsanın içini hem ısıtan hem de üşüten türden.
Yazarın birçok kitabını okumuş biri olarak bu kitabında daha samimi bir dil kullandığını söyleyebilirim. Çünkü yazarımız hem yazmış hem kendi yazdığı karakterleri ve olay örgüsünü yorumlamış hem de okuyucuya yorumlatmış.
Menekşeli Mektup tam olarak menekşe çiçeğinin zarafetini, narinliğini, senede bir gösterdiği güzelliğini taşıyan, gönlünüzde çiçek açtırıp hüzünle solduracak olan mutlaka okunması gereken bir kitap...
Bu kitabı okuyarak, yazarın ifade ettiği gibi "Ahir ömründe bir güzellik yapmış olmanın iç ferahlatan ezgisini dinliyorum."
Bir tren garında başlayıp Anadolu’yu dolaşan hüzünlü bir baba oğul ve aşk hikayesi… Mustafa Kutlu’nun sade ama derin anlatımıyla, bir dönemin insanları, değerleri ve kaybolan güzellikleri gözler önüne seriliyor. Ne çok uzun ne de sıradan.İsmi gibi içten, etkileyici bir hikaye. Bitince sanki bir yolculuk daha tamamlanmış gibi…