Serenad- Zülfü Livaneli Yorum: Bir yazarın büyüklüğü içinde yaşadığı toplumu yakından tanıması ile yakından ilintilidir. Zülfü Livaneli'de toplumumuzun içinde pek fazla görünmemesine rağmen ülkemizin, insanlarımızın olumlu,olumsuz özelliklerini en başarılı biçimde yansıtma bakımından büyük yazarlarımızdan birisidir. Serenad 'ı okurken kendimizi yakın tarihin pek konuşul(a)mayan konuları arasında gezinirken buldum. Hümanist bir bakış açısıyla bir aşk hikayesi gibi başlıyor bu eser. Gizemli olaylar içerisinde sürekli bizi merak içerisinde bırakıyor. Bunu yaparkende iyi kötü özelliklerimizi içinde barındıran toplumsal gerçekçilik fotoğrafı sunuyor. Universitede halkla ilişkiler uzmanı Maya ile Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde profesörlük yapan Wagner arasında oluşan insani ilişki ekseninde Dünya Tarihinin en acı olayları irdeleniyor. Anlatımı akıcı, tarzı yumuşak, cümleleri kısa, okunabilirliği ise mükemmel bir kitap bu. Başladığınızda hemen bitireceksiniz. Kitap dostlarına şiddetle tavsiye ediyorum
Kitap bende derin izler bırakan, kapağını kapattıktan sonra uzun süre düşündüren bir roman oldu. Zülfü Livaneli yine hem anlatımıyla hem de işlediği konularla beni etkiledi.
Hikayenin merkezinde Maya adında bir kadın var. Sıradan bir üniversite çalışanıyken, hayatı bir anda değişiyor. Almanya’dan gelen yaşlı profesör Max Wagner ile çıktığı yolculuk, onu sadece fiziksel olarak değil, içsel olarak da uzun bir serüvene sürüklüyor. Bu yolculukta hem kendi geçmişiyle yüzleşiyor hem de tarihin unutulmuş, görmezden gelinmiş bir sayfasını aralıyoruz: Struma faciası.
Roman boyunca en çok hissettiğim duygu “yüzleşme” oldu. Geçmişle, yapılan hatalarla, suskunlukla… Ve bu yüzleşmeyi hem bireylerin hem toplumların yaşaması gerektiğini düşündüm.
Zülfü Livaneli’nin sade ama güçlü anlatımı, İstanbul’un atmosferi, Boğaz’ın hüznü ve karakterlerin içsel dünyası o kadar gerçekçi ki, okurken zaman zaman durup düşündüğüm oldu. Hele ki sonlara doğru, bazı sahnelerde gözlerim dolmadan edemedim.
Bu kitap sadece bir aşk romanı değil. Aynı zamanda vicdan, tarih, kimlik ve insanlık üzerine yazılmış çarpıcı bir hikaye. Yaşanmış bir olaydan yola çıkarak bizi tarihle yüzleştiriyor ve bunu yaparken de duygu dünyamıza dokunuyor.
Eğer tarih kokan, ama aynı zamanda duygusal derinliği olan kitapları seviyorsanız, Serenad sizi fazlasıyla tatmin edecektir. Okuyun, okutun.