Cinayet. Kelimeler içerisinde, insanın içini bu denli ürperten başka bir kelime daha var mıdır bilinmez. Bütün çıplaklığı ve insanı sarsan taraflarıyla bir cinayete şahit olmak, onun karmakarışık haliyle boğuşmak kaç kişinin başına gelir ki? Edebiyatın cazibesi de bu değil midir zaten? Gizem dolu bir cinayet, cinayeti çözmeye çalışan insanlar ve bu durumun insanı kendine rapteden gerilimi. Poe’nun kurmacada yakaladığı eşsiz başarının tadı ile Morgue Sokağında işlenen cinayetin içinde çıkamayacaksınız!
Bu sabah saat üç sularında St. Roch mahallesi sakinleri korkunç çığlıklarla uyandırıldılar. Çığlıkların, evin tek sakinleri olan Bayan L’Espanaye ve kızının olduğu Morgue Sokağındaki evin dördüncü katından geldiği açıkça ortadaydı. Normal koşullar altında eve giriş izni temin etmek çabasıyla eve girmek zaman aldı. Sonra kapı levye ile kırılarak, iki jandarma ve sekiz on kadar komşu eşliğinde eve girdiler. Bu arada çığlıklar kesildi; ancak insanlar ilk merdiven bölümüne doğru hızlıca ilerlerken bir ya da iki kez kızgın, kaba ve evin çatı katına doğru ilerleyen ses duydular. Merdivenin ikinci bölümüne ulaştıklarında, duyulan bu sesler de kesildi ve yerini muhteşem soğuk bir sessizliğe bıraktı.
Morgue Sokağı Cinayetleri Yazarı: Edgar Allan Poe Yayınevi: Can Yayınları Türü: Öykü Sayfa Sayısı: 56 Sayfa
Düşünceler : Yazarın okuduğum ilk kitabı olan bu eser polisiye türünün öncüsü sayılır. Sadece 40 yaşında aramızdan ayrılan yazar şiirleriyle de bilinse de bu kült eseride oldukça ses getirmiş hatta 1932, 1954, 1971 ve 1986 yıllarında da 4 kez filmi yapılmıştır.
Normalde 4 tane öyküden oluşuyor kitap ama bu eser kitaba adını veren ' Morgue Sokağı Cinayetinin ilk hikayesi. 19. Yüzyılın Fransa 'sında geçiyor.
Kütüphanede büyük bir tesaduf eseri aynı kitabı arayan iki insanın tanışmadı ile başlıyor. Mösyö Dilin karakteri Sherlock Holmes gibi kimsenin dikkat etmediği ya da daha doğrusu edemediği ayrıntılar ile katili bulmaya çalışıyor. Sherlock Holmes ' in yazarı Arthur C. Doyle bu kitabı okuyup ilham almış olmalı diye düşünüyorum.
Yalnız ve tekdüze hayat süren anne ,kız çok canice işlenen cinayete kurban gider. Tüm sipariş şehri bu olayı konuşurken kitabın kahramanları da katili bulmaya çalışır. Kısaca konusu böyle ama çok daha fazlası var.
Yazar tam bir tasvir ustası.cevresel tasvirler de düğü kadar kişisel özellikleri de betimlerken olayı adeta yaşatıyor bizlere. Anlatımı da oldukça akıcı. Söz sanatlarını ustaca kullanıyor ve sergiliyor. Hikâyenin sonu ise klasik biçimde bitmiyor.
Sonuç olarak güzel, etkileyici bir eserdi. Bazı tasvirler biraz ağır olsada kitabı tüm dostlara tavsiye ediyorum