Bir öğretmen, eski bir postacı, yarım yamalak bir mühendis, kitap yazmaya çalışan bir adam... Aslında bunlardan daha ziyade Allah ın emanet ettiği 2 yavrusuna kol kanat geren bir baba...
Pazar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi nde matematik öğretmeni olarak görev yapıyorum. Eğitim hayatımda, matematik gibi soyut bir konuyu öğrencilere anlaşılır bir şekilde aktarmaya odaklandım. Bu süreçte, matematiği daha eğlenceli ve erişilebilir kılmak amacıyla çeşitli projeler geliştirdim.
Aynı zamanda yazma tutkum sayesinde iki kitap yazdım 1ON ve ON2. Bu kitaplar, askeri kurgu türünde olup, savaşın, stratejilerin ve insan psikolojisinin derinliklerine inmeyi amaçlayan eserlerdir. Bunun dışında, öykü yazmayı denedim ve tiyatro oyunları yazma sürecinde de kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Hayatımda yazı ve eğitim bir arada var, her ikisi de birbirini besliyor. Öğrencilerime ilham vermek ve onları sadece akademik anlamda değil, aynı zamanda yaratıcı düşünme noktasında da desteklemek en büyük hedefim.
-Neden askeri personel öncelikli? Mustafa yine dayanamamıştı. Cevap ise Başkan’dan geldi. Bu konuyu tartışmanın sırası değil.şunu bilin yeterli. Yıllarca düşmanla çatışsın diye emek ve zaman harcadığım İnsanlar öncelikli. Bu kadar !
Girdiği bütün savaşları kazanan,on yedi sefer düzenleyip yirmi yedi ülke hükümdarına baş eğdiren, batılı kaynaklarda “ Asla kimseye boyuneğmeyen hükümdar.” (Timur)
Askerler korkuyla yeniden yere attılar kendilerini ama dışarıdaki koruma pozisyonunda bekleyen iki kişi tepki vermedi iki el silah sesi ardından gelen derin sessizlik ve içeriden beklenen komut Temiz
Atış sesleri yine durmuştu.kısa süre sonra Abdullah’a isabet eden tek bir atış duyuldu. Abdullah tepki vermedi. Serdar yüzbaşı,askerlerinin canlarını kurtaracağını bilse kendini ateşe atmaya razıydı.
Serdaç Erbilici hocamın yazdığı “10N” kitabı bence gerçekten çok farklı bir kitap olmuş. İlk sayfadan itibaren insanı içine çekiyor. Özellikle Mustafa’nın yetimhaneden alınmasıyla başlayan kısım beni çok düşündürdü. Çocukların geçmişlerini unutmak zorunda kalması ve yeni isimlerle yepyeni bir hayata başlamaları çok ilginçti.
Kitapta en sevdiğim şeylerden biri, karakterlerin on kişi olup bir ekip haline gelmesi ve on yıl boyunca beraber eğitim almalarıydı. Onların kardeş gibi olması bana çok dokundu. Çünkü bizler bazen küçük şeyler için arkadaşlarımızla tartışıyoruz ama onların bağı çok güçlü, birbirlerini asla bırakmıyorlar.
Aksiyon sahneleri de çok heyecanlıydı. Okurken resmen film gibi gözümde canlandı. Bir de onların yaptıkları işler çok gizli; kimse onların kim olduğunu bilmiyor ama onlar vatan için her şeyi göze alıyor. Bu bana hem gurur hem de biraz hüzün hissettirdi.
Ben kitabı okurken hem eğlendim hem de düşündüm. “Ben olsam geçmişimi unutup böyle bir hayata başlayabilir miydim?” diye çok sorguladım. Bence bu kitap bize sadece macera sunmuyor, aynı zamanda dostluk, fedakârlık ve vatan sevgisini de öğretiyor.