Dahi diyebileceğimiz bir karakter protagonist rolünde. FBI'a girmiş ancak oradaki takım çalışmasına kendi dava çözme yöntemleri sebebiyle alışamamış olduğu için FBI'dan ayrılmıştır. Kıyasla daha özgür olacağını düşündüğü için polis danışmanı olmuştur.
Bu kısma kadar oldukça klasik. Okuduğunuz on dedektif romanının üçü rahat böyle ilerler. Bir de seri katilimiz var. Sapık ve belirli psikolojik hastalıklardan muzdarip. Bu da çoğu kitapta eksik olmaz. Ek olarak, güzel kadınların sapıkça öldürüldüğünü de yazalım. Kurgulanmış elli kitapla aynı gibi.
Ancak bu kitabın bir farkı var. Kurbanlar öldürülmüyor. Lobotomi uygulanarak onları insan yapan iradeleri ve beynin karar alma bölümü, ön kısmı, yok ediliyor. Sonra da serbest bırakılıyorlar. Tabii ki bitkisel hayatta olan birinden pek farkları kalmıyor.
Kitapta fazla betimleme de yok. Akıcı ve sade bir dille, yaşlı bir aile üyenizden korku hikayesi dinlermiş gibi, yazılmış. Nasıl ki saatin nasıl çok geç oluğunu anlamazsınız bu kişileri dinlerken, kitabın da dört yüz sayfa olması pek mühim olmuyor birkaç günde bitirmek için.